Küreselleşme Sürecinde Meslek Ve İş
Küreselleşme kavramının özünde dışa açılma; dünyaya, yerküreye (global’e) açılma vardır. Bu anlamıyla mahalli (yerel) olmanın karşıtıdır. Yerelliğin sınırlarını; kapalı ve
Küreselleşme kavramının özünde dışa açılma; dünyaya, yerküreye (global’e) açılma vardır. Bu anlamıyla mahalli (yerel) olmanın karşıtıdır. Yerelliğin sınırlarını; kapalı ve içe dönük karakteri küreselleşme ile aşılabildiği varsayılır. Kuşkusuz bir insan yada toplumun böyle bir felsefeyi benimsemiş olması onların küresel olmaları sonucunu doğurmaz. Bunun gereklerini yerine getirmek gerekir (Doğan, 2002:70-71). Dünyanın büyük şirketlerinin birleşerek büyümeleri bir çok ülkeyi ekonomik güç açısından geride bıraktı. Sıradan vatandaşlar ve hükümetler giderek güç kaybederken büyük şirketler güçlerine güç katıyorlar. Beş yüz büyük şirket, dünya parasal gücünün % 42’sini elinde bulunduruyor. En büyük on şirket 100 küçük ülkeden daha çok ciro yapıyor (Doğan, 2002:71).
Bilginin sürekli ve hızlı bir şekilde artması, iletişim olanaklarının çoğalması, yeni teknolojilerin üretimine ve transferine olanak sağlamaktadır. Teknoloji üreten ve transfer eden ülkeler ise bu yeni teknolojileri yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Yirmi birinci yüzyılda yetişmiş insan kaynağı uluslar arası pazarlarda en büyük rekabet unsuru olarak görülmektedir. Üretimde ön plana çıkan insan kaynaklarından ne gibi yeterlikler beklenmektedir ve bu yeterlikler nasıl kazandırılabilir? sorularına birçok ülkede yoğun olarak cevap aranmaktadır. İşte bu noktada meslek standartlarının belirlenmesi, mesleki yeterliklerin değerlendirilmesi ve belgelendirilmesi sisteminin önemi ve gerekliliği ortaya çıkmaktadır (Çetin, Ş. 2001:62). Aslında bu gereklilik küreselleşmenin bir sonucudur. Globalleşen dünyada mesleki standartların ve yeterliklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi kaçınılmaz bir süreçtir.
Bireyin küreselleşmesi çağdaş bilgi ve beceriye sahip olması kendi dışındaki insanlarla “rekabet” edebilecek düzeye gelmesidir. Ülke ve ülke dışında adını ve sanını bilmediği insanlarla rekabet edebilmek için insanın şu özelliklere sahip olması gerekir (Doğan, 2002:71-71):
• Çağa uygun eğitim görmüş olması,
• Geçerli bir meslek sahibi olması. Bunun yanı sıra ikincil meslek ve becerilerle donanmış olması,
• Sorunlarının çözümünü araştırmada arayan bir karakter geliştirmesi,
• Toplumsal ilişkilerinde gerekli entelektüel ve duygusal derinliğe ulaşmış olması,
• Ana dili dışında geçerli bir yabancı dili iyi bilmesidir.
Bu niteliklere sahip olan insanların meydana getirdiği toplum, “Bilgi Toplumu” dur. Bilgi toplumu odağında yer alan bu rekabet düzeyi yüksek insan modeliyle küresel gelişmelere adapte olmakta güçlük çekilmez. Avrupa Birliği bilgi toplumunu oluşturabilmek için Avrupa Birliği Gençlik programı hazırlamıştır
Çetin’in MESS kaynağından aktardığına göre; Avrupa’da 15-25 yaşları arasındaki gençlerin
• İnsanlar, diller ve kültürler
• Kültür ve sanat, çevre, çocuklar veya yaşlılar ile ilgili projeler, ırkçılık ve uyuşturucuyla mücadele
• Kar amacı gütmeyen gençlik organizasyonlarında Avrupa boyutu konularında bilgilerini genişletmeleri ve çalışmalar yürütmeleri amacıyla gençlik programları uygulanmaktadır.
Aşağıdaki gruplar bu programlardan yararlanabilmektedir.
• Bir gençlik değişim programı düzenlemek isteyen gençler,
• Yerel topluluklarında bir girişim gerçekleştirmek isteyen gençler,
• Gönüllü servise katılmak isteyen gençler, Gençlik organizasyonları,
• Genç liderler,
• Gençlik çalışmaları, proje yöneticileri ve organizatörleri,
• Yerel yönetimler,
• Üçüncü sektörde çalışan diğer organizasyonlar,
• Gençlik ve okul dışı eğitim alanında çalışan diğer organizasyonlar.
Avrupa için Gençlik Programı, gençlikle ilgili konularda iş birliğini geliştirme araçlarından birisidir (www.youthforhab.org.tr/tr/yayinlar/avrp/bolum-4.htm Akt: Çetin, F. 2002:100)
Avrupa Birliği Gençlik programı içinde yürütülen beş temel eylem bulunmaktadır. Bu eylemlerden Türkiye AB adayı akdeniz ülkesi olduğu için “değişim”, “gönüllü hizmetler” ve “destek önlemleri” faaliyetlerine katılabilmektedir (Çetin, F. 2002:102-109). Kısaca bu faaliyetleri açıklarsak:
1. Değişim Faaliyetleri: Bu faaliyet alanı, 15-25 yaş arasındaki gençlere değişim yoluyla diğer kültürleri ve onların değişken yapıdaki toplumsal gerçeklerini görebilme fırsatı sunmaktadır. Değişim pedagojik ve okul dışı eğitim amaçlıdır ve grupların ortak temalar keşfetmesini vs. birbirlerinin kültürlerini öğrenmesini amaçlamaktadır.
2. Gönüllü Hizmetler: bu eylem altında gençler, 12 aya kadar Avrupa Gönüllüsü olarak çok çeşitli alanlarda yerel projelere yardım etmektedirler. Projeler sosyal ve kültürel alanlarda, ekoloji, çevre, sanat, yeni teknolojik gelişmeler, boş zaman aktiviteleri, spor ve benzeri alanlarda olmaktadır (www.youthforhab.org.tr/tr/yayinlar/avrp/bolum-4.htm Akt: Çetin, F. 2002:103). Avrupa Gönüllü Hizmetler (EVS) programının felsefesi 15 AB ülkesi, Norveç veya İzlanda’da yaşayan 18-25 yaşlarındaki gençlerin gönüllü hizmete katılımıyla “yeni tecrübeler kazanmalarını sağlamak” ve “yerel bazdaki gelişmelere yardımcı olmak” ilkesine dayanmaktadır (Çetin, F. 2002:103).
3. Destek Önlemleri: Gençlik etkinliklerinde yer alan veya bu konularla ilgilenen kişilere yardım edilmesi ve program dahilindeki projelerin hazırlanması ve geliştirilmesi içindir. Bunlar, işbirliği ve ortaklık, youth etkinlikleriyle uğraşan kişilerin yetiştirilmesi ve youth bilgi ağının oluşturulması olabilir (Çetin, F., 2002:107).
Küreselleşmeyle birlikte iş alanlarının dağılımı da değişmekte, beceri sahibi olmadan iş sahibi olunmamaktadır. Birey artık “her işi yapabilirim” sloganıyla iş bulamamaktadır. Süregelen iş geleneği değişmiştir. Özetle çalışma yapısal değişim göstermektedir.
Küreselleşme sürecinde dünyada değişen koşullara uyum, rekabet, insan kaynaklarının geliştirilmesi, küresel piyasanın dinamik olarak izlenmesi, örgüt yapılarında esneklik ve maliyet kontrolü gibi önemli olgular olarak yaşamımızı etkilemektedir (Çolakoğlu, J. 2002: 129).
Türkiye’deki işletmelerin, ulusal ve uluslar arası pazarlarda rekabet edebilmeleri için, hızlı teknolojik gelişmeleri anlayabilen ve uyum sağlayan yetişmiş işgücüne ihtiyaç vardır. İşçiler, yeni teknolojilere hızla uyum sağlamada anahtar konumundadır. Onların uyum sağlamadaki yeterlilikleri, sahip oldukları geniş tabanlı teknoloji bilgisine dayanır. Yüksek performanslı yeni iş gücü Türkiye ve Türkiye’nin geleceği için bir zorunluluktur. Bu anlamda Türk sanayi ve hizmetler sektöründe nitelikli işgücü ihtiyacı, genelde dışa açılmaya çalışan ve özellikle AB ve Gümrük Birliği süreçlerinde uluslar arası rekabet gücü kazanma çabasındaki Türk ekonomisi bakımından önemli bir sorundur (Çetin, 2002:45).
Küreselleşmenin bu aşamada bireyden beklentileri bireyin merkeze alındığı yeni değerlerin ışığında belirginleşmektedir. Bilgi, rekabet, verimlilik, toplam kalite, demokrasi, insan hakları, serbest piyasa ekonomisi, girişimcilik küresel gelişmelerin bireye yeni yorumlarla sunduğu değerler olarak ortaya çıkmaktadır. Sorun, bu değerlere mevcut toplumsal sistemlerin nasıl ve ne ölçüde adapte olacağı ile, yeni kuşakların bu çerçevedeki sosyalizasyonudur. Unutulmamalıdır ki, küreselleşme, bireyselleşme ve toplumsallaşma süreçlerinin üzerinde gelişir. Daha doğrusu insanların küreselleşmeye başarılı bir biçimde intibak etmeleri onların ancak sağlıklı bir toplumsallaşma ve bireyselleşme süreci geçirmeleri ile mümkün olabilir. Bu olmazsa yabancılaşmanın ortaya çıkması kaçınılmaz olur (Doğan, 2002:71).
**
KAYNAKÇA
Çetin, Şaban. (2002). Mesleki ve Teknik Eğitimin Finansmanı (Fransa, Finlandiya, Danimarka ve Türkiye Örneği). Milli Eğitim. Sayı: 155-156. Sayfa: 32-46.
Çetin, Filiz. (2002). Avrupa Birliği Gençlik Eğitim Programları. Milli Eğitim. Sayı: 155-156. Sayfa: 99-111.
Çolakoğlu, Jale. (2002). Yaşam Boyu Öğrenmede Motivasyonun Önemi. Milli Eğitim. Sayı: 155-156. Sayfa: 127-134.
Doğan, İsmail. (2002). Sosyoloji Kavramlar ve Sorunlar. Ankara: Pegema Yayıncılık.
Çetin, Şaban. (2001). Mesleki ve Teknik Eğitimde Mesleki Yeterliğin Ölçülmesi ve Mesleki Belgelendirme (Türkiye ve Avrupa Örneği). Milli Eğitim. Sayı: 152. Sayfa:62-72.