Program Geliştirme, Taksonomi, Bilişsel Alan, Psikomotor, Duyuşsal Alan
Temel eğitimdeki çocukların düşünsel ve davranışsal durumlarının, zihinsel (Düşünce), duyuşsal (Tutum) ve fiziksel (Beceri) gelişimine göre belirlenebileceği ifade edilmiştir.
Temel eğitimdeki çocukların düşünsel ve davranışsal durumlarının, zihinsel (Düşünce), duyuşsal (Tutum) ve fiziksel (Beceri) gelişimine göre belirlenebileceği ifade edilmiştir. 1-8. Sınıf arasındaki her sınıf düzeyinde, yeterli, düzeyde bilgi, beceri ve tutumlar kazandırılması ön görülmüştür. Buradaki sorun öğretmenler olarak bizlerin öğrencilerin gerekli öğretim ve öğrenim düzeylerini nasıl anlayacağımız ve bu davranışları sınıf düzeyine göre nasıl tam olarak uygulayacağımızdır. Örneğin bir çocuğun yeterli bilgi, beceri ya da tutum gelişim düzeyinde olduğunu nasıl anlarız? Bu sorulara nasıl doğru cevap vereceğimiz asıl önemli olan konudur.
Çocukların zihinsel gelişimlerinin alt düzeyden üst düzeye, alt düzey yeteneklerden üst düzey yetenek gelişimine ve aynı tarzda alt düzeyden üst düzeye kadar duygusal gelişim düzeyinde olup olmadıklarını saptamanın bir yolu olmalıdır. Öğretmenin yıl boyunca yapmaya çalıştığı şey öğrencilerin başarı düzeylerini saptayıp onları alt düzey başarıdan üst düzey başarıya ulaştırmaktır. Ancak, başarıdan kast nedir? Temel öğretim sınıflarında başarı demek, bilgi edinmede, olgunlaşmada ve yetenek gelişiminde arzu edilen başarıdır. Kısaca, öğretmenlerin bilgi edinimi, davranışların olgunlaşması ve yetenek gelişimini değerlendirmemize katkıda bulunabilecek bir kılavuzumuz vardır. O da ”Davranış Taksonomisi”dir.
I. BÖLÜM: Davranışların sınıflandırılması
a- Davranışların Taksonomisi
Taksonomi, istendik davranışların basitten karmaşığa kolaydan zora somuttan soyuta bir birinin ön koşulu olacak şekilde aşamalı sıralanmasına denir . Öğrenilmiş davranışlar beyine kodlanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre davranışlar, bilişsel, duyuşsal ve devinişsel olarak sınıflanabilir. Bu tür sınıflama geçici ve yapaydır. Bilimdeki gelişmelere göre başka sınıflama da ilerde yapılabilir. Ya da bu sınıflamadan vazgeçilebilir. Bugünkü bilgilerimize göre insan davranışlarının eğitimle ilgili olanları bilişsel, duyuşsal ve denişseldir bunlara toplumsallık ve sezgiselliği de ekleyebiliriz . Bilişsel alan zihinsel etkinliklerin baskın olduğu davranışların kodlandığı; duyuşsal alan öğrenilmiş duyguların kodlandığı devinişsel alan becerilerin kodlandığı alan olarak ele alınabilir. Böyle olmakla birlikte bu alanlar birbirinden kopuk değildirler tersine aralarında yatay ve dikey sıkı bir ilişki vardır (2). Yani öğrenilmiş bir davranış aynı anda bu üç alana birden girebilir. Davranışta baskın olan niteliğe göre, o davranış için bilişsel, duyuşsal ve devinişsel bir davranıştır denilebilir (3).
Öğrenilmiş davranışlar bilişsel, duyuşsal ve devinişsel olarak sınıflandığı gibi her alanda kendi içinde basitten karmaşığa kolaydan zora, somuttan soyuta ve birbirinin ön koşulu olacak şekilde aşamalı olarak sıralanmıştır (4).
b- Taksonomi (DavranışlarıN SınıflaNDIRILMASI) Öğretim İçin Bir Kılavuz
Bu kılavuz öğretimde üç sınıflama yönteminden oluşur Taksonomi davranışların sınıflama yöntemi olarak eğitim psikologları tarafından öğretmenlere bir okul yılı boyunca kendi derslerine nasıl sıralayarak geliştireceklerinin ve bu şekilde çocukları alt düzey davranıştan üst düzey davranışa götüreceklerinin saptanmasına yardımcı olmak üzere geliştirilmiştir. Örneğin, davranışları sınıflama yöntemi, öğretmenlerin bir okul yılı boyunca takip edecekleri bir kılavuz sahibi olmaları açısından amaç ve hedefleri belirlemede yardımcı olur. Ayrıca davranışları sınıflama yöntemi basit hatırlama gerektiren (Alt düzey düşünme) değerlendirme gerektirenlere kadar (En üst düzey düşünme) pek çok soru içinde kılavuzluk eder. Daha ayrıntılı anlatmak gerekirse, sınıflama yöntemleri (Taksonomi) öğretmene çocukların etkin birer vatandaş haline getirmesi konusunda bir kılavuz görevi yapar.
c- Taksonomi’nin Vatandaşlık Eğitimi İçin Bir Kılavuz Olarak Kullanılması
İlköğretim öğretmenleri hayat bilgisi, sosyal bilgiler ve sosyal bilimler derslerini öğretirken özellikle sınıflama yöntemleri ile ilgilenmeleri gerekir. Çünkü daha yüksek seviyede bilişsel düşünce, olgunluk ve beden ve zihin koordinasyonu geliştirmek ve böylece çocukların bedensel pratik gerektiren yazma, okuma, iletişim ve diğer yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak için Taksonomi yani davranışların sınıflandırılmasının kullanılması gerekir. Ayrıca çocukların birer karar alıcı olmak, kendileri için düşünmek ve kendileri için konuşmak ve sorunları çözmek için hazırlanırsa, o halde olgun bir birey, sorumlu birer vatandaş gibi düşünüp eylemde bulunma konusundaki pratiklerine yardımcı olmak öğretmenin görevidir. Daha ayrıntılı anlatmak gerekirse sınıflama yöntemleri öğretmene çocukların etkin birer vatandaş getirmesi konusunda bir kılavuzluk görevi görür. Davranışları sınıflandırmada kullanılan üç alan vardır.
BÖLÜM: BİLİŞSEL ALAN
a- Bilişsel Alan
Düşünceye dayalı eğitsel hedeflerin sınıflanması yöntemidir. Bilişsel alan Bloom’un sınıflandırma yöntemi olarak da bilinir ve bir çocuğun düşünce seviyesini ortaya koyan davranışı içerir. Bu alanın en düşük düşünce seviyesinden en yükseğe doğru altı düzeyi vardır ve bu düzeyler şu şekilde sıralanır:
Bilgi (En Düşük Seviye) aktarma, belli bir parça aktarma,
Yorumlama -açıklama, bildirme, yeniden kelimelere dökme,
Uygulama -kullanım, gösteri, deneme,
Analiz -inceleme, araştırma, deney,
Sentez – oluşturma, tasarım, öngörme
Değerlendirme (En üst düzey) hüküm verme, oranlama, destekleme davranışlarıdır.
Bloom’un sınıflama yöntemi en düşük düzeyde bilgiyle en karmaşık yüksek düzey olan değerlendirme arasındaki düzeyleri sınıflandırmasının yanı sıra en yüksek düzeyde düşünmenin ancak en alt düzeyde düşünme ile olması gerektiğini vurgular. Örneğin gerekli bilgiler bilgi düzeyinde bilinmiyorsa bu bilgilerin yorum safhasını oluşturmak oldukça güçtür. Bunun yanında çocukların yüksek düzeyde sentezleme yapmaları onların bilgi, yorumlama, uygulama, analiz düzeylerini başarmalarına bağlıdır. Genelde üst düzeyden başlama etkili bir yok değildir.
b- Bilişsel Alanla İlgili Sosyal Bilgiler Dersindeki Hedefler
Öğrenilmiş davranışlardan zihinsel yönü ağır basanların kodlandığı alandır. Sosyal bilgilerde ”Türkiye’nin komşularıyla ilgili temel ilişkilerini açıklayabilme, temel ilkeleri Türkiye’nin belli başlı toplumsal olgularını açıklamada kullanabilme, ilimiz bölgemiz ve yurdumuzla ilgili belli başlı olguları analiz edebilme, Türkiye’nin komşularıyla ilgili belli başlı toplumsal olguların çözümü için yeni yolar önerebilme” gibi hedefler bilişsel alanla ilgi Sosyal Bilgiler dersindeki hedeflerden bir kaçıdır.
Bilişsel Alanı Bloom’dan Başka Sınıflayanlar ve Sınıflamaları :
Guiltford’un Sınıflaması: Guiltford, zekayı üç boyutta ele almış ve bunları; 1-İçerik (Content) 2- İşlevsel (Operation) ve 3- Ürünsel (Product) olarak sınıflandırmıştır. Bu sınıflamaları da kendi içinde alt bölümlere aşamalı olarak ayırmıştır. İçerik boyutu, görsel, işitsel, kassal duyum, sembolik, sözel ve davranışsal olarak dört alt basamakta toplamıştır. İşlevsel boyutu kimental operation ele alınabilir ve bilişsel alanla ilgili alandır. Bilgi, hatırlama, ıraksal düşüneme, yakınsak düşünme ve değerlendir şeklinde aşamalı olarak sıralamıştır. Ürünsel boyutu ise sınıflama, ilişkiler, sistem, çevirme ve doğurgular olarak sınıflamıştır.
De Corte Modeli: Guiltford’un taksonomisinden hareketle o da bilişsel alanı 1-iletişimi algılama, hatırlama 2- bilgi ve ürünü yeniden üretme 3-yorumlama 4- yakınsak düşünme 5- ıraksal düşünme olmak üzere beş alt basamağa aşamalı olarak ayırmıştır.
Taba’nın Sınıflaması: Bilişsel alanı I, II, III olarak üç ana bölüme ayırmış ve alan I’i sayma, listeleme, fark etme, gruplama, etiketleme; alan II’yi yorumlama, çıkarım yapma ve genelleme; alan III’ü açıklama ve yorumlama olarak alt basamaklara bölmüştür.
Gerlach ve Sullivan Taksonomisi: Bilişsel alanla ilgili davranışları aşamalı olarak altı basamağa ayırır. Bunlar 1- kimlik verme 2- adlandırma 3-betimleme 4- inşa etme 5- düzenleme 6- yapıp gösterme
Yukarıda gösterdiğimiz gibi bilişsel alanı sınıflayan pek çok bilim adam vardır. Ama bunlar içerisinde bilişsel alanı en uygun biçimde açıklayan ve bölümlerini oluşturan ve Bloom’un sınıflandırması olarak bilinen sınıflamadır. Biz de bilişsel alanı anlatırken Bloom’un sınıflandırmasından yararlanacağız.
C- BİLİŞSEL ALANIN SINIFLANDIRILMASI
Bu basamakta her hangi bir nesne ve olguyla ilgili bazı özellikleri kişinin görünce tanıması, sorunca ezberden aynen tekrar etmesi davranışlarını kapsar. Bu basamak kendi içerisinde üç alt basamağa ayrılır.
1.Bilgi
1.1 Belirgenler Bilgisi
1.1.1 Kavramlar Bilgisi (Terimler Bilgisi): Kavram bir konu alanında özel anlam taşıyan sözcüklerdir . Örneğin; Sosyal Bilgiler derslerinde geçen: dağ, ova, yayla, plan, kroki gibi bazı kavramlar vardır. Öğrencilerin bu kavramları tanıması ve öğrenmesi bu basamakta olur.
1.1.2 Olgular Bilgisi: Olgu olayların genellenmiş örüntüsü olarak tanımlanabilir. Sosyal Bilgiler Derslerinde olgular genellikle Tarih dersiyle ilgilidir. Savaşlar; devletlerin kuruluş, yükseliş, yıkılış dönemlerinin başlangıç ve bitişlerini; olaylar, olayların geçtiği yer, zamanı anlamak ve istenildiğinde ifade edebilmek bu basamağın kapsamındadır.
1.1.3 Araç ve Gereçler Bilgisi: Sosyal Bilgiler derslerinde kullanılan harita, atlas, küre, tarih şeridi gibi araç ve gerçler vardır. Öğrencilerin bu araç ve gereçleri kavraması bu basamakla ilgilidir.
1.2 Belirgenlerle Uğraşma Araçları ve Yolları Bilgisi
1.2.1 Alışılar Bilgisi: Soysal bilgiler dersinde haritalarda kullanılan bir çok sembol vardır. Bu sembollerin kullanılması alışıdır.
1.2.2 Yönelimler ve Aşamalı Diziler Bilgisi: Sosyal Bilgiler dersinde tarihi olguların kronolojik bir sırası vardır. Padişahların tahta çıkışı, tarihin çağlara ayrılmasının kavranması bu basamak kpsamındaır.
1.2.3 Sınıflamalar ve Kategoriler Bilgisi: Sosyal bilgiler dersinde: dağ, sıradağ; iç turizm, dış turizm; köy, belde, ilçe, il gibi sınıflamalar vardır.Bu sınıflamaların kavranması bu basamağın içindedir.
1.2.4 Ölçütler Bilgisi: Ölçütler soyut kavramlardır. Dolayısı ile Sosyal Bilgiler derslerinde bu yönde örnek hedef yoktur.
1.2.5 Yöntem Bilgisi: Sosyal Bilgiler derslerinde olgular incelenirken kullanılan pek çok teknik vardır. Bu yöntem ve tekniklerin öğrencilere kazandırılması bu basamakla ilgilidir.
1.3 Bir Alandaki Evrenseller ve Soyutlamalar Bilgisi
1.3.1 İlke ve Genellemeler Bilgisi: Sosyal Bilgiler dersinde toplumsal olgularla ilgili ilke ve genellemeler vardır. İlkeler neden-sonuç ilişkisini belirten önermelerdir. İlke ve genellemeler bir ülkenin ekonomik yapısı onun yaşam tarzını etkileyen temel değişkenlerden biridir. Yenilikler, buluşlar, icatlar, gelenek ve görenekler; kişinin içinde yaşadığı doğal, toplumsal ve kültürel ortam bu yaşam tarzını etkileyen en önemli değişkenlerdir. Bunun içindir ki bu değerlerin öğrencilere verilmesi gerekir. Bu da bu basamağın kapsamındadır.
1.3.2 Kuram ve Yapılar Bilgisi
2. KAVRAMA
Kavrama basamağında bilgi düzeyinde kazanılan davranışların öğrenci tarafından özümsenmesi ve kendine mal edilmesi söz konusudur. Sözlü olarak bir olgunun nedeni, nasıl ve niye olduğunu kendi cümleleriyle gerekçe gösterek açıklama, yeni örnekler verme, verileri bilip bunlar hakkında varsayımlarda bulunabilme bu ana basamağın kapsamı içindedir.
2.1 Çevirme: Sosyal Bilgiler dersinde verilerin yazıya, grafiğe veya herhangi bir şekle çevrilmesi bu basamakta olur.
2.2 Yorumlama: Sosyal Bilgiler derslerinde ilkelerin ve olguların sebebini nasıl meydana geldiğini; olgular arasındaki benzerlik ve farklılıkları kendi cümleleriyle açıklayıp ifade edebilme.
Öteleme: Sosyal Bilgiler dersinde öğrencilerin bazı kurallara uyup uymamalarının doğuracağı sonuçları, verilerin belirli koşullar altında nasıl değişeceğini yazma, söyleme ve işaretleyebilme gibi davranışlar bu basamaktadır.
3. UYGULAMA
Uygulama basamağında kazanılan davranışlara dayanarak öğrencinin kendisi için yeni olan daha önce hiç karşılaşmadığı bir sorunu çözebilme yeteliğine kavuşması bu ana basamakta olur. Öğrenci sorunu çözerken ilgili ilkeleri genellemeleri kullanmalıdır. Sosyal Bilgiler derslerinde göç, nüfus artışı, tarım, turizm, ticaret gibi konularda öğrenciye bir sorun verilip öğrenci tarafından bu sorunu çözülmeye çalışılması gibi…
4. ANALİZ
Bu düzeyde bir bilgi bütünü ya da örüntüsü öğeler, ilişkiler örgütleme ilkeleri açısından irdelenir.
4.1 Öğelere Dönük Analiz:
4.2 İlişkilere Dönük Analiz
Örgütleme ilkelerine Dönük Analiz
5. SENTEZ
Sentez öğeleri belli ilişki ve kurallara göre birleştirip bir bütün oluşturma işidir. Sentezde yenilik, buluş, icad, özgünlük söz konusudur. Toplumsal sorunları Çözmede yeni bir yöntem,teknik geliştirme; yeni bir plan oluşturma; toplumsal olguları açıklayan yeni ilkeler ortaya koyma gibi etkinlikler bu basamakta olur. Bu basamak üç alt basamağa ayrılır.
5.1 Özdeşsiz Bir İletişim Muhtevası Oluşturma
5.2 Bir Plan ya da İşlemler Takımı Önerisi Ortaya Koyma
Bir soyut İlişkiler Takımı Geliştirme
6-DEĞERLENDİRME
Değerlendirme ölçme sonuçlarını belirlenen ölçüte göre inceleyip bir yarıya varma işidir. Yukarıda basamaklar sonucu ortaya çıkan ürün hakkında bir yargıya varma bu basamakta olur. Sosyal Bilgiler derslerinde ortaya konulan ürün ve süreçlerin, hem ürün hem de sürecin birlikte ancak birlikte deperlendirilmesi yapılabilir . Değerlendirme basamağı iki alt basamağa ayrılır.
6.1 İç Kanıtlar Bakımından Yargılama
6.2 Dış Ölçütler Bakımından Yargılama
D- Bilişsel alan basamaklarının örneklerle açıklanması
Bilgi: Öğrenci 23 nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığını öğrenir.
Yorumlama: Öğrenci bu bilgiye dayanarak kendi kafasından bir yorumlama yapar. “Birinci Dünya Savaşı sonrasında galip devletler tarafında işgal edilen ülkede Mustafa Kemal Atatürk halkta kutuluş bilinci uyandırarak kurtuluş mücadelesini başlattı. Bu mücadele de halkı da yönetime ortak etmek için TBMM yi açtı.”
Uygulama: Öğrenci daha önce elde ettiği ve vardığı sonuçlar ışığında bu olayı daha da irdeler. 23 Nisan 1920 de açılan meclis binasını gezmeye gider. O zaman görev alan milletvekillerinin anılarını yazılarını okur…
Analiz: Öğrenci Tbmm’nin açılışı sürecini çok iyi kavramış düzeydedir. Bunu kronolojik olrak sıralayabilir.
Sentez: Yeni varsayımlar ortaya koyar, veriler geliştirir. TBMM kurulmadan önceki yönetim şekli ile Kurulduktan sonraki yönetim şeklini ortaya koyar.
Değerlendirme: Öğrenci burada bazı sonuçlara ulaşır. Meclis yönetimi şeklinin diğer yönetim şekilllerinden daha iyi olduğunu anlar, bunun gereklerini özümser ve yaşam biçimi haline getirir.
E-TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNİN GENEL HEDEFLERİ ARASINDA YER ALAN BİLİŞSEL YETERLİKLER
Türk milletinin milli, ahlaki, insni, manevi ve kültürel ve değerlerini geliştirme
İnsan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temelş ilkelere dayana milli, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ ne karşı görev ve sorumluluklarını bilme ve bunları davranış haline getirmiş olma
Zihin bakımından, dengeli ve sağlıklı gelişmiş kişilik özelliklerine sahip olma
Hür ve bilimsel düşünce gücüne sahip olma
Çalışmalarında, yapıcı, yaratıcı ve verimli olma
İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek, hayata hazırlanma bakımından gerekli bilgi ve davranışları kazanma
Kendisini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir mesleğin gerektirdiği bilgi ve davranışları kazanma
BÖLÜM: DUYUŞSAL ALAN
A- DUYUŞSAL ALAN
Duyuşsal alan insanın duygularını içeren davranışları ifade eder. Daha geniş bir deyişle; insana kazandırılmak istenen duygular, tercihler, değerler, ahlaki kurallar, istek ve arzular, güdüler, yönelimler duyuşsal alanın kapsamına girer. Kişi belli nesne ya da olgulara karşı sürekli ilgi gösterebilir. Onlara karşı kararlı bir tutumu vardır ve değerler sistemi geliştirir.
Duyuşsal davranış eğitimde oldukça önemli bir yer tutar. Çünkü devlet eliyle yürütülen eğitim devletin devamını sağlayacak nitelikte etkin vatandaş yetiştirme amacındadır (1). Eğitimi duyuşsal eğitime yönelten etkenlere bakacak olursak:
Herkesin farklı ihtiyaç ve yetenekleri vardır. Bu yüzden herkes için faydalı bilgi anlayışı farklıdır. Bu nedenle eğitim bireyselleşmek zorundadır, çünkü hiç kimse ihtiyaç duymadığı şeyi öğrenmeye zorlanamaz.
Okul en kolay, en hızlı ve en yararlı en etkili şekilde nasıl öğrenilebileceğini öğretmeyi üstlenmelidir. Bilgi çağında, okul bilgiyi değil, bilgiyi sevmeyi öğretmelidir.bu hedeflere ulaşabilmenin yolu da duyuşsal eğitimdir.
Duyuşsal eğitim;öğrencinin duygu ve ihtiyaçlarını rahatça anlatmasını, kendisine ve başkalarına saygılı davranmasını ve kendini denetleme hedeflerini gerçekleştirmesini sağlamaya çalışır. Sosyal bilgiler programının amaçları incelendiğinde duyuşsal öğrenmenin önemli bir yer tuttuğu görülür.
Başkalarına karşı hoşgörülü olma, birlikte çalışmaktan zevk alma, vatanını milletini ailesini arkadaşlarını sevme, büyüklerine karşı saygılı olma gibi davranışlar sosyal bilgiler derslerinde öğrencilere kazandırılmak istenen hedef davranışlar arasındadır.
Okulun ilk yılları çocukların tutum ve inançlarının geliştiği en önemli dönemdir. Araştırmalar on üç yaşına kadar insanda oluşan tutum ve değerlerin bu yaştan sonra değişmesinin oldukça güç olduğunu göstermektedir. Bu nedenle ilköğretim çağı, çocukların kendi değer inanışlarını geliştirilmesi için en kritik dönemdir. Öğrencilerde tutum geliştirmek için öğrencilerin tutum objeleri hakkında bilgilendirilmesi ve bu objelerle ilgili olumlu yaşantılar geçirmesi sağlanmalıdır.Buna bağlı olarak sosyal bilgiler derslerinde kazandırılmak istenen duyuşsal hedefleri demokratik süreçlere değer veren farklı kökenlerden gelen kişilere saygı duyan ve değer veren öğrenciler yaratmak. Örneğin; sosyal bilgiler programında bulunan tarih dersinde çocuk yaşadığı ülkesinin tarihini öğrenirken milletini ve ülkesini sever, geçmişine karşı olumlu tutum geliştirir ve geçmişiyle gurur duyar. Yine coğrafya dersinde sağlanan bilgilerle öğrenci, yaşadığı bölgeyi tanır; buralardaki deniz nehir göl gibi coğrafi yapıların önemini kavrar ve onları korur. Ayrıca harita kullanımını öğrenerek daha önce görmediği yerleri gidip gezebilir, hiç görmediği bir ülkenin ekonomik faaliyetlerini, jeopolitik önemini kavrayabilir.
B- DUYUŞSAL ALANIN SINIFLANDIRMASI
Duyuşsal alan da bilişsel alan gibi kendi arasında aşamalı olarak sınıflanmıştır. Ancak bilişsel alanın bilgi basamağında sayılabilecek bazı öğeler olmadan duyuşsal alandaki davranışlar gerçekleşmeyebilir (3).Çünkü bilmediğimiz bir olguya karşı herhangi bir sevgi, nefret, korku vb. gibi duyuşsal bir tepki geliştiremeyiz.
Duyuşsal alan aşamalı olarak beş ana basamağa ve alt basamaklara ayrılmıştır
Bu basamaklar şunlardır:
Alma
1.1 Farkında Olma
1.2 Almaya Açıklık
1.3 Kontrollü-Seçici Dikkat
Tepkide Bulunma
2.1 Uysallık
2.2 İsteklilik
2.3 Doyum
3. Değer Verme
Değeri Kabullenme
Değeri Yeğleme
Değere Adanmışlık
4. Örgütleme
Değeri Kavramsallaştırma
Değeri Örgütleme
5. Bir Değer ya da Değerler Bütünüyle Nitelenmişlik
Genellemiş Örüntü
Niteleme
C- DUYUŞSAL ALANLA İLGİLİ HEDEFLER
Alma (KATILMA)
Kişi eğer nesne ve olguların farkında olmazsa ona karşı duyuşsal bir davranış geliştiremez.sosyal bilgilerde kişilerin farklı düşünce ve inançları olduğunu fark edemeyen bir kişi onlara karşı hiçbir alanda öğrenilmiş bir davranışı gösteremez. Kişi önce nesnenin olgunun farkına varır ondan sonra uyarıcıya açık olabilir. Kendi içerisinde üç alt basamağa ayrılır.
1.1 Farkında Olma: Bu basamakta nesne veya olgudan gelen uyarıcının farkına varılır. Örneğin;
aşırı nüfuslanma sorunlarını yazma, söyleme
ulaşımla ilgili sorunları yazma, söyleme vb gibi…
1.2 Almaya Açıklık: Bu basamakta kişi uyarıcıyı reddetmez, ondan kaçmaz, tersine ona doğru bir yönelim izler.Örneğin;
Hedef: Yıllık ünite düzeyinde hedef davranış: farklı inanç ve düşüncede olan kişileri dinlemeye dönüklük.
Davranışlar: Konuşanın sözünü kesmeden dinleme; hangi konuda konuştuğunu yazma, söyleme vb gibi…
1.3 Kontrollü-Seçici Dikkat: Bu basamakta öğrenci birden fazla uyarıcı arasından birini ya da birkaçını seçebilir. Dikkatini ilgisini ona doğru yöneltebilir. Örneğin; Hedef: Yıllık ünite düzeyinde ilköğretim; toplumsal sorunlarla ilgili yayınları seçmede dikkatli oluş.
Davranışlar: Televizyonda toplumsal sorunlarla ilgili yayınlardan en az üçünün adını yazma, söyleme; bu yayınların hangi devirlerde ve ne zaman yapıldığını yazma söyleme; toplumsal sorunlarla uğraşan en az üç kişinin adını yazma söyleme…
2. Tepkide Bulunma
Bu basamakta ilgiler söz koknusudur. Kişi uyarıcıya karşı uysallık isteklilik gösterebilir.
2.1 Uysallık:
Hedef: Bir öğrencinin arkadaşlarıyla çalışırken birlikte belirlenen kurallara uymaya razı oluş.
Davranışlar: Çalışmaya belirtilen zamanda gelme; verilen görevi itiraz etmeden gereği gibi yapma; görevi zamanında bitirme…
2.2 İsteklilik:
Hedef: Sosyal yardım kurallarına çalışmaya gönüllü olmak.
Davranışlar: Sosyal yardım kolunun etkinliklerine isteyerek katılma; Sosyal yardım kolunun etkinliklerine zaman ayırma; görevini isteyerek yerine getirme…
2.3 Doyum:
Hedef: Grupca demokratik olarak kendisine verilen bir işi yapmaktan zevk almak.
Davranışlar: Kendisine verilen görevi yapmak için zaman ayırmak; Boş zamanlarında grup çalışmalarına gönüllü katılmak.
3. Değer Verme
Bu basamakta Sosyal bilgiler için tutum, inanç ve değerlerle ilgilidir. Değerler, tutumlar ve inançlar tümüyle kişi tarafından oluşturulmamıştır.
Değeri Kabullenme: Uyarıcıya karşı kişi sürekli aynı duyuşsal tepkiyi verebilir.
Hedef. Yurtta barış dünyada barış ilkesinin önemini takdir etme.
Davranışlar: Bu ilkeyi savunan konuşmalar yapma; Bu ilke ile yazıları sürekli olarak okuma…
Değeri Yeğleme: Bu basamakta toplumca oluşturulan değerlerden biri diğerlerine göre daha üstün tutulur.
Hedef: Hertürlü eleştiriye açık olma
Davranışlar: Arkadaşlarından kendini eleştirmelerini isteme; yapılan eleştirileri karşı çıkmadan dinleme; Kendini eleştiren kişilere kızmama, darılmama aksine onlara teşekkür teme…
Değere Adanmışlık: Bu basamakta kişi başkalarını bu değerin peşinde sürüklemek için çaba harcayabilir.Burada kişi değerşle özdeşleşmiştirç Bu düşünceye göre kişi hedefine, davasına, partiye özveride bulunarak katkıda bulunma amacındadır. Bu nedenden dolayı bu basamakta ilköğretim 4. ve 5. sınıflar düzeyinde sosyal bilgiler dersin açısından hedef ve davranış önerilemememiştir.
Hedef: Ulusun bağımsızlığı ve vatanın bütünlüğü için özveride bulunmaya adanmışlık.
Davranışlar: Ailesinin, ulusunun, insanlığın mutluluğu için özveride bulunmaya adanmışlık…
Ilköğretimde duyuşsal alanda kazandırılabilecek hedefler değer verme basamaından yukarı çıkamaz. Çünkü örgütleme ve kişilik basamakları kişide ancak 30 yaşından sonra oluşabiliyor. Bu sebeble ilköğretim sosyal bilgiler dersinin duyuşsal alanla ilgili hedefleri değer verme basamağına kadar yazılmıştır.
D- TÜRK MİLİ EĞİTİMİNİN GENEL HEDEFLERİ ARASINDA YER ALAN DUYUŞSAL ÖZELLİKLER
Atatürk inkilaplarına ve Anayasanın başlangıcında ifadesini bulan Türk Milliyetçiliğine bağlılık
Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerini benimseme, koruma ve geliştirme
Ailesini, vatanını, milletini sevme ve daima yüceltmeye çalışma
Ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş kişilik ve karakter özelliklerine sahip olma
Geniş bir dünya görüşüne sahip olma
İnsan haklarına saygı
Kişilik ve teşebbüse değer verme
Topluma karşı sorumluluk duyma
Birlikte iş görme alışkanlığı kazanma
Kendisini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir mesleğin gerektirebileceği diğer özelliklere sahip olma
BÖLÜM: PSİKOMOTOR ALAN
A- PSİKOMOTOR ALAN
Psikomotor sözcüğünün Türkçe’de “Devimsel, Devinsel, Devinişsel, Devinimsel” gibi Türk bilim adamları tarafından kullanılan değişik ifadelerine rastlamaktayız. Psikomotor Alan duyu organları zihin ve kasların birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan davranışları içerir. Psikomotor davranışlar zihin ve kasların ortak çalışması sonucu ortaya çıkan davranışlardır. Yürümek, konuşmak, yazmak gibi günlük hayatımızda sürekli kullandığımız beceriler; dans etmek, gitar çalmak, futbol oynamak gibi uzmanlık gerektiren beceriler de psikomotor becerilerdir (2).
Eğitimde ise örneğin, ilköğretimin ilk sınıflarında hedef alınan kalem tutma, parmak kaldırarak söz istediğini belli etme, kitabı belli bir uzaklıktan okuma gibi davranışlar psikomotor alanın kapsamı içindedir. Hatırlarsanız eğitim hayatımızın daha başlarında yıllar önce o yıllardaki öğretmenlerimiz bizlere “kalemi elinize alın şu şekilde sağdan sola doğru bir ‘O’ çizin” demişlerdir. İşte daha o yıllarda öğretmenlerimiz psikomotor becerilerimizi geliştirme yolunda bizlere talimat veriyordu. Açıklamak gerekirse öğretmenlerimizin burada bizden yapılmasını istediği psikomotor beceri kalemi doğru ve rahat bir şekilde tutarak satır aralarına zihinsel ve kas koordinasyonu ile istenilen harfi istenilen şekilde çizmekti.
Okullardaki beden eğitimi, resim, müzik, işteknik, yazı, derslerinde öğrencilere kazandırılmak istenen davranışların bir çoğu psikomotor becerilerdir. Sosyal Bilgiler dersinde ise “harita, kroki, plan çizmek; vaka incelemesi yapmak” gibi davranışlar da zihin ve kas koordinasyonu -psikomotor beceri- gerektirir.
B- PSİKOMOTOR ALANIN TAKSONOMİSİ
Taksonomi, istendik davranışların kolaydan zora basitten karmaşığa, somuttan soyuta doğru birbirinin ön koşulu olarak sınıflandırılmasıdır. Günümüze kadar bir çok eğitim psikolojisi uzmanı ve eğitim bilimci psikomotor alanı kendine göre sınıflandırmaya çalışmıştır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
ı. RAGSDALE’İN TAKSONOMİSİ: Ragsdale , psikomotor alanı üç basamakta inceler .
1- Hedeflenmiş Motor Aktiviteler
2- Dilsel Motor Aktiviteler 3- Duygusal Motor Aktiviteler
II. Guilford’un Taksonomisi : Guilford bu alanı yedi basamağa ayırır; fakat onun bu sınıflandırmasında aşamalılık yoktur. Davranışları kolaydan zora, basitten karmaşığa doğru değil de kendine göre belirlediği bazı ölçeklere göre sınıflar.
Güç 2- Baskı 3- Hız 4- Statik Dikkat 5- Dinamik Dikkat
6- Koordinasyon 7- Esneklik
III. DAVE’İN TAKSONOMİSİ : Dave bu alanı aşamalı olarak beş basamağa ayırır.
1- Başlama
2- Manipule Etme
3- Dikkat
4- Bitiştirme
5- Doğal Halde Yapma
IV. Kibler’in taksonomisi : Kibler psikomotor alanı, davranışların gelişimini açıklayan ilke ve genellemelere dayanarak dört ana basamağa ayırmış ve her basamağı da kendi içerisinde aşamalandırmıştır.
1- Kaba Vücut Hareketleri
2- İyice Koordine Vücut Hareketleri
3- Sözsüz İletişim Davranışları
4- Konuşma Davranışları
V. RAMİZOWSKİ’NİN TAKSONOMİSİ : Ramizowski psikomotor alandaki bir davranışın öğretimini ve beceri haline gelmesini yedi basamağa ayırmıştır.
Becerinin Tümünün Gösterilmesi
Becerinin Temel Hatlarının Gösterilmesi
Becerinin Tekrar Gösterilmesi
Öğrencilerin Becerinin Basit Bir Kısmını Göstermesi
Bütün Beceriyi Göstermelerine Yardım edilmesi
Bütün Becerinin Yeniden Yapılmasının Sağlanması ve Gözlenmesi
Beceriyi Kendi Kendilerine Yapmalarının Sağlanması
VI. SİMPSON’UN TAKSONOMİSİ : Elizabeth Simpson psikomotor alanı yedi basamağa ayırmış ve bu basamakların bazılarını da kendi içinde alt basamaklara ayırmıştır.
1- Algılama
2- Kuruluş
3- Kılavuzlanmış Faaliyet
4- Mekanizma
5- Karmaşık Dışa Vuruk Faaliyet
6- Uyum
7- Yaratma
VII. HARROW’UN TAKSONOMİSİ: Anita J. Harrow bu alanı altı basamağa ayırmış ve sözsüz iletişim hariç diğerlerini alt basamaklara ayırmıştır.
1- Refleks Hareketler
2- Temel Hareketler
3- Algısal Yetenekler
4- Fiziksel Yetenekler
5- Beceri
6- Sözsüz İletişim
VIII. SÖNMEZ’İN TAKSONOMİSİ (5) : Veysel Sönmez bu Psikomotor alanı beş ana basamağa ayırır. Benim burada ele alıp inceleyeceğim ve üzerinde duracağım psikomotor alan sınıflandırması Sönmez’in Taksonomisi olacaktır.
1- Uyarılma
2- Kılavuz Denetiminde yapma
3- Beceri Haline Getirme
4- Duruma Uydurma
5- Yaratma
C – SÖNMEZ’İN TAKSONOMİSİ
Veysel Sönmez Benjamin Bloom’un Bilişsel ve Krathwohl’un Duyuşsal alan taksonomilerini göz önüne alarak davranışların nasıl ve ne yolla başladığına, birbirinin ön koşulu oluş özelliklerine, basitten karmaşığa, kolaydan zora ve kişiye kazandırılırken izlenen sıraya bakarak beş ana basamağa ayırmıştır. Aslında Veysel Sönmez’in taksonomisi Elizabeth Simpson’un taksonomisine çok benzemektedir. Sadece tek farkı Simpson’un taksonomisindeki bazı basamakları içiçe koymuş olmasıdır.
UYARILMA: Nesnelerin, niteliklerinn veya ilişkilerin duyu organları yoluyla farkına varma ve buna karşıt davranışı yapmak için hazırlanma sürecini içerir. Bu aşamada doğru becerinin nasıl yapıldığı dikkatlice izlenir ve sonra davranışı yapmak için vücudu hazır konuma getirilir. İki alt basamağa ayrılır.
Algılama: Bir uyarıcının bir ya da daha fazla duyu organına çarpması.
Bedensel Kurulma: Beceriyi yapmak için vücudu beceriyi yapar duruma getirme.
KILAVUZ DENETİMİNDE YAPMA: Beceri gelişiminde ilk adımdır. Burada ağırlık becerinin daha karmaşık olan parçaları üzerinedir. İki alt basamağa ayrılır.
Kılavuzlayanla Yapma: Kılavuz eşliğinde davranış gerçekleştirilir.
Kendi Kendine Yapma: Davranış kendi kendine yapılabilecek seviyeye gelinir.
BECERİ HALİNE GETİRME: Bu aşamada hareket düzenlice ve verimlice –en az zaman ve enerji harcanarak- yapılır. Üç alt basamağa ayrılır.
İstenilen Nitelikte Yapma
İstenilen Nitelik ve Sürede Yapma
İstenilen Nitelik, Süre ve Yeterlikte yapma
DURUMA UYDURMA: Bedeni yeni bir davranım gerektiren problematik durumların gereklerini karşılamak için motor faaliyeti değiştirme.
YARATMA: Yeni motor hareketler veya psikomotor alanda gelişmiş anlayışlar, yetenekler ve beceriler ortaya çıkarma aşamasıdır. Beceri gelişiminde son aşamadır.
Eğitimin hedefleri arasında yer alan psikomotor becerilerin karmaşıklık ve zorluk derecesi birbirinden çok farklıdır. Okullarda kalem tutma gibi oldukça basit ve kolay becerilerin kazandırılması hedef alınabileceği gibi bir müzik aletinin çalınması gibi karmaşık ve zor becerilerin kazandırılması da hedeflenmiş olabilir. Sosyal Bilgiler derslerinde de “harita, plan, kroki çizme, vaka incelemesi, görüşme yapma “ gibi etkinlikler psikomotor alanın kapsamı içindedir.
Şimdi de Veysel Sönmez’in sınıflandırmasını örnekler ışığında inceleyelim.
D- ÖRNEKLERLE PSİKOMOTOR ALAN BASAMAKLARININ İNCELENMESİ
Şut atma becerisi
UYARILMA: Bu basamakta şut atma becerisini öğrenciye tüm ayrıntılarıyla gösterilir.
Algılama: Bu aşamada öğrenci öğretmenin şut atma davranışını dikkatlice izler. (Öğretmen istenilen şekilde örnek bir şut atar)
Bedensel Kurulma: Bu aşamada ise öğrenci şut atmak için vücudu uygun duruma getirir. (Ayakkabısını giyer, topu yerine koyar, istenilen noktaya kadar uzaklaşır, vücudunu topa vurmak için hazırlar)
KILAVUZ DENETİMİNDE YAPMA: Bu basamakta öğretmen şut atma becerisinde özellikle üzerinde durulması gereken noktaları vurgular. (Nasıl vuracağı, ayağının neresiyle, ne şekilde, topun nersine vuracağı gibi)
Kılavuzlayanla Yapma: Bu aşamada şut atma becerisini öğrenci öğretmen eşliğinde yapmaya başlar.
Kendi Kendine Yapma: Bu aşamada ise öğrenci kendi kendine şut atabilecek seviyeye ulaşır.
BECERİ HALİNE GETİRME: Bu basamakta öğrenci şut atma becerisini istenilen tüm özellikleri ile düzenlice ve verimlice -en az zaman ve enerji harcayarak- yerine getirir. Bu basamağın aşağıdaki gibi istenilen hedef alt aşamaları da istenilen hedeflere uygun olarak yerine getirilir.
İstenilen Nitelikte Yapma
İstenilen Nitelik ve Sürede Yapma
İstenilen Nitelik, Süre ve Yeterlikte yapma
DURUMA UYDURMA : Bu basamakta, istenilen şut atma becerisi karşılaşılan değişik durumlarda da istenildiği şekilde yine yapılır. (Örneğin: istenilen şut atma becerisi bu kez savunma oyuncuları geçilerek istenilen şekilde yine yerine getirilir.)
YARATMA :Bu basamakta kendine özgü bir şut atma tekniği (becerisi) ortaya çıkar. Yani kişiye ait bir şut atma stili gelişir. (Hagi, Ronald Kouman, Roberto Carlos şut atma stilleri gibi)
E- TÜRK MİLİ EĞİTİMİNİN GENEL HEDEFLERİ ARASINDA YER ALAN PSİKOMOTOR BECERİLER
Beden bakımından, dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş kişilik özelliklerine sahip olma
Çalışmalarında, yapıcı, yaratıcı ve verimli olma
İlgi istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek, hayata hazırlanma bakımından gerekli becerileri kazanma
Kendisini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir mesleğin gerektirdiği becerileri kazanma
SONUÇ
Bu çalışmada açıkça görülüyor ki davranışların sınıflandırılmasını bilmek ve bunu uygulamak eğitim için vazgeçilmez bir unsurdur. Tüm eğitimcilerin bilinçli ve etkili bir eğitim ve öğretimi sağlayabilmeleri için davranışların sınıflandırılmasını bilip uygulamaları gerekir. Özellikle Türk eğitim sisteminde öğrencilerin aktif hale getirilmesinde biz öğretmen olacak kişilerin uyguladıkları eğitim ve öğretimde davranışların sınıflandırılmasını kendilerine rehber edinmelidirler. Bu şekilde öğrencileri etkin ve üretken vatandaş haline getirilmesi hedefine daha hızlı ve etkili şekilde ulaşmaları sağlanacaktır.
Bunun içindir ki eğitimcilere bu alandaki bilgilerin çok iyi verilmesi gerekir. Bu sayede daha bilinçli ve etkin bir eğitimi yerine getirebiliriz.
KAYNAKÇA
DEMİREL, Özcan; Planlamadan Değerlendirneye Öğretme Sanatı, Pegem A Yayıncılık, Ankara, 1999
ERDEN, Münire; Sosyal Bilgiler Öğretimi, Alkım Yayınevi, Ankara, 1991
ERDEN, Münire; Gelişim ve Öğrenme, Pegem, Ankara, 1999
ERTÜRK; Selahattin; Eğitimde Program Geliştirme, Meteksan Yayınevi, Ankara, 1994, 8. Basım
Fidan, Nurettin; Okulda Öğrenme ve Öğretme, Kavramalar, İlkeler Yöntemler, Anı Yayıncılık, Ankara, 1985
harrow , J. Anita; A Taxonomy of The Psychomotor Domain: A Guide for Developing Behavior, Longman, New York, 1972
MAAFATT, M. P.(Çev. Nesrin Oran); Sosyal Bilgiler Öğretimi, İstanbul,1987
Özçelik , Durmuş Ali; Eğitim Programları ve Öğretim: Genel Öğretim Yöntemi, Ösym, Ankara 1992, 3. Basım
SÖNMEZ, Veysel; Program Geliştirme Öğretmen El Kitabı, Yargı Yayınları, Ankara, 1986, Genişletilmiş 2. Baskı
SÖNMEZ, Veysel; Sosyal Bilgiler Öğretimi, Pegem, Ankara, 1994
SÖNMEZ, Veysel; Sosyal Bilgiler Dersi: Öğretmen Kılavuzu, Pegem, Ankara, 1996
SÖNMEZ, Veysel; Sosyal Bilşgiler Öğretimi ve Öğretmen Kılavuzu, Ertem-Basım Yayın Dağıtım, Ankara, 1997, 2. Baskı
TEKIŞIK, H. H.; Sosyal Bilgiler Öğretimi Rehberi, Yargı Yayıncılık, Ankara, 1987
Veysel Sönmez : Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ve Öğretmen Kılavuzu, (Ankara 1993). s.23-63.
Selahattin Ertürk: Eğitimde Program Geliştirme. (Ankara 1994). s.28.
Veysel Sönmez: a.g.e., s.14.
Veysel Sönmez: a.g.e, s.23.
Veysel Sönmez: Program Geliştirme El Kitabı. (Ankara 1994). s.21.
Veysel Sönmez: Program Geliştirme El Kitabı. (Ankara 1998) s.54-59.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü: (Ankara 1998).
Veysel SÖNMEZ: Sosyal Bilgiler Dersi: Öğretmen Kılavuzu. (Ankara 1997). s.51-63.
Durmuş Ali Özçelik: Eğitim Programları ve öğretim. (Ankara 1992). s. 23.
Veysel sönmez: a.g.e., s.12
(3) Veysel SÖNMEZ: Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı. (Ankara 1986). s.156.
Durmuş Ali Özçelik:Eğitim Programları ve Öğretim. (Ankara 1992). s.25.
(1) Münire Erden: Gelişim ve Öğrenme. (Ankara 1999). s.212.
(2) Bu eserde beceri sözcüğü, birden fazla kasın birlikte düzenli olarak çalışması sonucu ortaya çıkan davranışları ifade etmek için kullanılmıştır.
(3) Veysel Sönmez: Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ve Öğretmen Kılavuzu. (Ankara 1993). s.23.
Anita HARROW: A Taxonomy of The Psychomotor Domain: A Guide for Developing Behavior. (New York 1972). s.36-76.
Veysel SÖNMEZ: Program Geliştirme El Kitabı. (Ankara 1986). s. 36-73.
Durmuş Ali Özçelik: Eğitim Programları ve Öğretim. (Ankara 1992). s. 21.
Hazırlayan: FATİH KARACAN
Öncelikle teşekkürler. Konu ile ilgili soru soracak olsanız neler olurdu.
Öğrenme olayını kısaca nasıl oluştuğu ile ilgili açıklamalr varken, kuramlar, iç içe girmiş bir çok anlayış vs. Neden bu kadar farklı ayrıntılı kuramlar var?