Matematik Öğretmeninin 10 Altın kuralı
“Matematik Öğretme” nin gayret , fedakarlık isteyen bir vazife olduğunu kabul etmeli ve her gün kendini yenileyerek öğrencilere “Daha ne
“Matematik Öğretme” nin gayret , fedakarlık isteyen bir vazife olduğunu kabul etmeli ve her gün kendini yenileyerek öğrencilere “Daha ne verebilirim ?” düşüncesi içinde olmalısınız.
Bazı öğrencilerin matematiği “öcü” gibi gördüğünü ve ya sevmediğini kabul etmeli ve olabildiğince anlayışlı, şefkatli yaklaşmalısınız.
Öğrencilerinizin sizin nezdinizdeki değerlerinin matematik dersindeki başarılarıyla ilgili olmadığını hissettirmelisiniz.
Her bir öğrencinizin sorusuna saygı duymalısınız ki onlardan saygı görebilesiniz.
Farklı şekillerde yaklaşarak ” Anlamadım” ifadesini “Anladım” ifadesine dönüştürmeye uğraşmalısınız.
Birbirinden farklı öğrenme kapasitesi ve yöntemleri olan öğrencilere hitap edecek ders anlatma teknikleri geliştirmelisiniz.
Özel çalışmaya ihtiyacı olan öğrencileri belirleyip bunların takibini yapmalısınız.
Sınıfta “Anladınız mı?” diye sormak yerine, her bir öğrencinin ne bilip bilmediğini belirlemeye çalışmalısınız. Özellikle dersi bitirmeden önce öğrencilerinize soracağınız güzel hazırlanmış bir kaç soru ile o günkü dersinizin verimini ölçme imkanınız olabilir.
Öğrencideki sorumluluk ve disiplin anlayışının gelişmesi öğretmenin davranışlarıyla bağlantılı olduğundan, öğrencilere günlük ödev verilmeli ve takibi yapılmalı, ayrıca sürpriz sınavlar yapılarak öğrencinin derse her zaman hazırlıklı gelmesi sağlanmalı
Öğrencilere dönem ödevi olarak “son 10 yılın öss soruları ve çözümleri” gibi araştırma ve düşünmeye yönelik olmayan ödevler vermek yerine onların düşünme yeteneklerini geliştirecek ve matematiğe karşı tavırlarını kökten etkileyecek ödev konuları belirleyip bunlar üzerinde çalışmalarını sağlamalı, ve onların kapasitelerinin üsütünde ve ya altında ödev verilmemeli. Grup çalışması yapabilecekleri ödevler vererek takım ruhu oluşmasını sağlamalı.