Gökte Uçan Huma Kuşu

Yöre:Avşar/Binboğa Derleyen: Muzaffer Sarısözen Türkünün ortaya çıktığı zamanlardaki olaylar şöyle gelişir; Rışvanoğlu adında zengin bir beyin güzel bir kardeşi vardır.

Yöre:Avşar/Binboğa
Derleyen: Muzaffer Sarısözen

Türkünün ortaya çıktığı zamanlardaki olaylar şöyle gelişir;

Rışvanoğlu adında zengin bir beyin güzel bir kardeşi vardır. Kız da evlerindeki uşak olan Öksüz Yakup’a tutkundur. İkisi zaman zaman dere kenarında buluşurlar. Bunu gören bey kızmış ve eve gelen dünürcülerden birine kardeşini verir. “Kızı kimseye haber vermeden bir hafta içinde alın götürün” der.

Bir hafta geçmeden dünürcüler kıza kına yakmaya gelirler. Bundan haberi olmayan Yakup misafirlere hizmet ederken misafirlerden birine “Hayrola yolculuk nereye” diye sorar. Kadın da O’na evin kızını almaya geldiklerini söyler. Bunu duyan Yakup ağlayarak evden çıkar. Giderken düğün evine eşya satmaya giden çerçici ile karşılaşır. Çerçici Yakup’a neden üzgün olduğunu sorar. Yakup’ta anlatır. Buna üzülen çerçici Yakup’a “Sen bana bir yer söyle, ben kızı senin yanına göndereyim” der. Anlaştıktan sonra düğün evine giden çerçici evde türkü söyleme bahanesiyle kıza sevdiğinin onu dere kenarında beklediğini söyler. Kız da bir yolunu bularak kına yakmadan önce bir bahane uydurarak geleneklere göre kına suyunu getirmek için dereye iner. Dere de Yakup ile buluşarak kaçarlar. Çerçici de ortalıktan kaybolur. Gidip Antep’te bir mağaraya yerleşirler. Zor şartlar altında yaşamaya çalışırlar.

Bir zaman sonra Kınalı Kız hamile kalır ancak hamileliği sırasında Yakup ölür. Etraftakiler Kınalı’ya yardım eder, bakarlar. Doğum yaptıktan sonra çocuğuna Boran ismini verir. Çocuk 5-6 yaşlarına geldiğinde de Kınalı Kız ölür. Cebinden bir kağıt çıkar ve kağıtta Rışvanoğlu’nun kardeşi olduğunu ve kardeşine haber vermelerini yazmaktadır. Ancak Boran bir türlü Rışvanoğlu’na ulaşamaz ve oralarda çobanlık yaparak büyür. Çobanlık yaparken damdıra denilen çalgıyı çalmasını öğrenir, ara sıra aşıklığı tutup türküler söyler.

O sıralar civarda Küpeli Hatun isminde bir kız ünlenir. Kızı görmek isteyenler develerini hediye ederek ancak görebilmektedirler. Boran’da bunu merak etmektedir. Bir gün kahveye gittiğinde yine Küpeli Hatun’un lafı edilmektedir. Boran’a çal bakalım şu damdırayı derler. Boran başlar söylmeye “ Gökte uçan Huma kuşu ne bilir dalın kıymatın, Kargayı dala kondurman ne bilir elin kıymatın….” . Bu orada bulunanlardan birinin hoşuna gider ve bahşiş vererek üstüne başına bir şeyler almasını söyler. Bir de şu Küpeli Hatun’u gör demiş. Ancak parası pulu olmayan Boran boyun bükmüş “Beni neylesin Küpeli hatun” der. Ancak kahvedekiler sen aşıksın diyerek ısrar eder ve Boran kızı görmek için yukarı çıkar. Yukarıda bir sürü kız vardır. Buna gülüşürler ve Küpeli Hatun da buna gözükmez. Boran başlar türkü söylemeye. Türküyü duyan Küpeli Hatun perdenin arkasında gözükür. Oğlan da kızı görünce bayılıp düşer.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir