Dünya Meteoroloji Günü

23 Mart

Atmosfer içinde oluşan sıcaklık değişmelerini, rüzgâr, yıldırım, yağmur, dolu, kar gibi olayları inceleyen fizik dalına ve hava olayları tahminleri yapan ’hava bilgisi’ne Meteoroloji denir.

Bu bilimle uğraşan uzmanlara da meteorolog denir. Atmosferde neler olup bittiğini meteoroloji uzmanları; uydulara takılan aletlerle ya da balonlar vasıtasıyla hava olaylarını incelerler, gözlemlerler ve verilerden sonuçlar çıkarırlar.

İnsanlar tarih boyunca gökyüzünde olan yağmur, kar, fırtına, şimşek gibi olaylara ilgi duymuşlardır.

Hem hava olaylarından yararlanmak, hem de korumak amacıyla çalışmalar yapmışlardır.

19. yüzyılda ilk olarak bilimsel çalışmalar yapılmıştır.

1873’ün Eylül ayında Viyana’da Uluslararası Meteoroloji Kongresi toplanmıştır. Bu kongrede Uluslararası Meteoroloji Komitesi oluşturulmuştur.

Birleşmiş Milletlerin bir uzmanlık kuruluşu olan Dünya Meteoroloji Teşkilatı (World Meteorological Organisation-WMO) ana sözleşmesi 23 Mart 1950 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle, her yılın 23 Mart günü “Dünya Meteoroloji Günü” olarak kutlanmaktadır. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve 186 ülkenin üye olduğu Dünya Meteoroloji Teşkilatı, her yıl güncel bir konu belirlemekte ve ülkelerin meteoroloji teşkilatlarınca bu konu çerçevesinde düzenlenen konferanslar; basın, radyo, televizyonlar tarafından sunulan konuyla ilgili haber, konuşma ve diğer etkinliklerle meteorolojinin halka daha iyi tanıtılması, halkın ve kurumların meteorolojik bilgi ve hizmetlerden daha fazla yararlanması, üniversiteler, kurum ve kuruluşlarla meteoroloji teşkilatı arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

Yakın geçmişte dünya üzerinde yaşanılan büyük doğal felaketler ve iklim bilimcilerin gelecek 100 yıl boyunca iklimde belirgin değişikliklerin olacağı yönündeki tahminleri dikkate alındığında, iklim ve havanın sağlık, çevre ve sosyo-ekonomik gelişime etkisi üzerinde durulmasını zorunlu kılmaktadır.

Genel ifadeyle, hava günlük olarak yaşadığımız ve karşılaştığımız meteorolojik olaylardır. İklim ise, hava olaylarının ortalamasıdır ki ay, mevsim, yıl veya yıllar itibariyle değişebilirliğe sahiptir.

İnsanların, değişik çevre ve iklim koşullarına uyum sağlama kapasiteleri yüksek olmasına rağmen, meteorolojik koşulların kaydedilir ölçüde değişmesine karşı savunmasız kaldıkları da bilinen bir gerçektir. Nitekim insanlar hava olaylarının ya çok soğuk, ya çok sıcak veya çok nemli ya da çok kuru olduğunda farkına varırlar ve etkilenirler. Ekstrem değerler ve olaylar insan sağlığı çevre ve ekonomi için önemli etkilere sahiptir. Örneğin, aşırı sıcaklıklarda, güneş çarpması ya da donma gibi hadiselerle karşılaşmak mümkündür. İnsanın rahat edebileceği hava sıcaklığının artması, fizyolojik stres, kalp krizi, diğer hastalıklar ve hatta ölümlere yol açabilir. Ancak bu etki, bireyin fizyolojik yapısına, yaşına ve diğer nedenlere de bağlıdır.

Çevremizdeki hava, ev, büro, fabrika ve taşıtlar, petrol yanmaları vs. gibi kaynakların oluşturduğu zehirli gazlar, bitki polenleri, mantar sporları gibi partiküller ve diğer zararlı emisyonları içermekte ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır.

Tropikal fırtınalar, şiddetli seller, anormal yağışlar ve kuraklık gibi doğal felaketler de insan yaşamı ve sağlık üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Gelişmiş erken uyarı sistemleri, milyonlarca yaşamı bu tür felaketlerden önemli ölçüde korumaktadır.

Ozon tabakası; bilindiği üzere insanlar, diğer canlılar ve bitkiler için zararlı olan ultraviyole ışınlarına karşı dünyayı bir kalkan gibi korumaktadır. Ozon incelmesi ve sera gazı birikimi sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Bu nedenle, ozon incelmesine neden olan gazların kullanımında tüm dünya kısıtlamaya gitmiştir.

Yıllardır, ağır sanayileşme sonucu oluşan hava, su ve çevre kirliliği, ormanların tahribi ve diğer birçok olumsuz etki doğaya çok büyük zarar vermiştir.

Dünya ekonomisinin hava olayları ve iklime karşı duyarlılığının gün geçtikçe daha iyi anlaşılması, Meteoroloji bilimine olan ilgiyi ve beklentileri artırmıştır. Günümüzde, pek çok faaliyet her türlü risk ihtimali göz önünde bulundurularak yapılmasına rağmen, hemen hemen tüm insan faaliyetleri hava, iklim ve su şartlarından etkilenmektedir.

Bu durum, su, enerji ve diğer kaynakların kullanımı, sağlık, ulaşım, şehirleşme, gıda güvenliği, turizm ve boş zaman etkinliklerinin planlaması gibi bir çok alanda, meteorolojik hizmetlerin yeni ve daha sofistike türlerini gerektirir.

İklim değişikliği, ozon tabakasının incelmesi, nüfus artışı, çölleşme ve insan güvenliğini tehdit eden diğer olağanüstü olayları önceden tahmin etmek, önlemek ve etkilerini azaltmak için, Meteoroloji bilimine olan ihtiyaç artarak devam edecektir.

23 Mart, Meteoroloji günü olarak 1961 yılından itibaren etkinliklerle kutlanmaya başlanmıştır.

Ülkemizde konuyla ilgili olarak Meteoroloji Genel Müdürlüğü, inceleme ve araştırma yapmaktadır.

Okullarda öğrencilerin dikkatini çekmek amacıyla, 23 Mart Meteoroloji Günü, bilimsel yöntemlerle değerlendirilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir