İnternet ve Eğitim

Bilgideki hızlı gelişme, aynı zamanda çok kısa süre önce üretilmiş bir bilginin eskimesi, işlevsiz hale gelmesi sonucunu da doğurmaktadır. Bu

Bilgideki hızlı gelişme, aynı zamanda çok kısa süre önce üretilmiş bir bilginin eskimesi, işlevsiz hale gelmesi sonucunu da doğurmaktadır. Bu durum, bilginin zamanında ve etkili kullanımını gerektirmektedir (1). Bu durumda, mevcut bilginin eskimesini beklemeden hızlı ve etkili bir şekilde geniş kitleler tarafından kullanılmasını sağlayacak araçlara ihtiyaç vardır

Bu açıdan bakıldığında internet üretilen bilginin zamanında ve etkili kullanımını yaygınlaştırmakta önemli bir araç olarak kullanılabilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin yeni bilgiye ulaşmalarında internetin önemi yadsınamayacak kadar büyük olacaktır. Ancak yeni üretilen bilginin paylaşımı ve kullanımı, bu bilginin üretildiği andan itibaren internet (sanal) ortamına aktarılmasına bağlıdır.
İnternet, bilgisayarların ve bilgisayar ağlarının birbirlerine bir ağ oluşturacak şekilde bağlanması sonucunda ortaya çıkmış ve kullanıcılarına karşılıklı (e-mail, chat, video konferans) ve tek yönlü iletişim (web sayfaları) imkanı veren elektronik tabanlı bir yapılanmadır (2). İnternet ortamında eş zamanlı (senkron) olarak görsel-işitsel iletişim kurmak mümkündür. Bir çok program yazılı, sesli ve görsel-işitsel iletişime olanak sağlamaktadır.
Bilginin üretilmesi kadar paylaşılması ve kullanılması da önemlidir. Bu yüzden üretilen bilginin geniş kitleler tarafından paylaşımı ve kullanımı için zaman ve masraftan tasarruf sağlayan bilgi yayma sistemlerine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç internet ile karşılanabilir. Günümüzde internet hemen hemen herkesim tarafından kullanılmaktadır. Ancak interneti kullanan herkesin eğitim amacıyla kullanıldığını söylemek mümkün değildir ve hatta eğitim amacı dışında kullanımın daha fazla olduğu bile iddia edilmektedir. İnternetin eğitim amacıyla kullanımı arttırılsa, bilgi yayımı ve paylaşımı da o nispette artacaktır.
İnternet, aynı ilgilere sahip insanların sanal ortamda bir araya geldiği, bilgi paylaştığı, yeni grup ve topluluklar oluşturduğu sanal bir ortamdır. İnternet, bütün dünyaya dağılmış olan bilgiye ve insanlara ulaşımı ve fikirleri ve tecrübeleri açıklayıp yaymayı kolaylaştırmaktadır (3). İnterneti diğer teknolojik yeniliklerden ayıran en önemli fark, toplumsal hayatın içerisine çok hızlı bir şekilde girmesidir. İnternetin eğitim alanına getirdiği önemli yeniliklerin yanısıra, eleştirilecek pek çok yanının da olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir (4). Bu bağlamda özellikle eğitim amaçlı internet kullanma sözkonusu olduğunda yararları yanında sınırlılıklarının da dikkate alınması gereken bir husustur.
Scott ve O’Sullivan internetin sınıf, cinsiyet, ırk ve ulus gibi farklar olmaksızın tüm insanların doğrudan iletişim kurabilmelerine olanak veren, yaşama demokratik katılımı zenginleştiren, dünyayı adeta tek bir sanal toplum haline getiren bir olgu olduğunu ileri sürmektedirler. İnternetin en ayırıcı özelliklerinden birisi olarak kimsenin tekelinde ya da denetiminde olmayışı gösterilmektedir (5).
İnternetin bir eğitim aracı olarak kullanılması beraberinde sanal eğitim anlayışını getirmiştir. Sanal sözcüğü, etki olarak var olan fakat gerçekte var olmayan olay veya olguları tanımlamaktadır. Sanal eğitim elektronik ortamda gerçekleşen eğitimdir. Kullanılan teknoloji esas alınarak sanal eğitime “internete dayalı eğitim” de denmektedir. Çoklu ortam kullanımı eğitim ortamında önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Bu eğitim biçimini çekici kılan nedenler; zaman ve yer esnekliği, birlikte öğrenme kolaylığı (internet üzerinden iletişim kurarak bilgilerini paylaşarak) ve kaynaklara ulaşmada kolaylık şeklinde özetlenebilir (6).
Etkileşim özelliği sayesinde internet, öğrenmeye katkı getirmekte ve doğrudan derslerde kullanılacak hemen her konu alanına yönelik kaynak ve materyaller sağlamaktadır. Bu nedenle resimli ve grafikli bir tasarım sağlaması nedeniyle öğrenme ortamlarının görünümü ve değerlendirme yöntemleri kökten değiştirdiği (7) ileri sürülmektedir.
Günümüzde sanal eğitim her seviyede gerçekleştirilebilir olmakla birlikte, sanal eğitim en yaygın ilgi gördüğü alan yüksek öğrenimdir. Yüksek eğitim kurumlarının ağırlıklı büyük merkezlerde olmasından doğan kısıtlılığı sanal eğitim mekan esnekliği sayesinde ortadan kaldırmaktadır. Öte yandan çeşitli nedenlerle yüksek eğitimini yarıda bırakıp çalışmak durumunda olan insanların yarım kalan eğitimlerini devam ettirmeleri açısından da sanal eğitim büyük imkanlar sunmaktadır. Yine çalışmakta olan ve belirli konularda mesleki bilgisini arttırmak isteyenler için de sanal eğitim ideal görünmektedir (8). Bu nedenlerden dolayı sanal eğitimin öncelikle üniversitelerde kullanılması yaygınlaşmıştır.
1980’li yıllarda ortaya atılan bilgisayarların öğretmenlerin yerini alacağı iddiası şu ana kadar gerçekleşmemiş bir düşünce olsa da, World Wide Web (WWW) ya da internetin güçlü yapısının eğitime yeni bir yaklaşım getireceği (9) beklenmektedir. İnternet yapısı gereği bugün içinde yaşadığımız nispeten kapalı ya da dar bir alana sıkışmış toplum yapısından çok farklıdır. İnternet içinde, klasik toplum kuralları ile düşünmek ve yaşamak kaçınılmaz olarak sorunlar meydana getirecektir (10). Bu durumda, internet ortamının denetlenmesi ve sanal toplum kurallarının oluşturulması gereği ortaya çıkmaktadır.
İnternet temelli eğitimin yaygınlaşması ile öğretmen, öğrenci ve eğitim kurumları kavramlarının yeniden gözden geçirilmesi ve rollerinin yeniden tanımlanması ihtiyacı da ortaya çıkmaktadır. Özellikle sanal sınıf/dershane anlayışının ortaya çıkması ile öğretmenin öğretim ortamında bilgi aktarıcılık rolü zayıflayarak yerini doğru bilgiye ulaşma ve kullanma gibi rollere bırakacaktır. Bunun bir sonucu olarak öğretmenin eğiticilik rolünün de zayıflaması beklenir. Öğrenci öğretim ortamının pasif katılımcısı olmaktan çıkacak “öğrenme”sinden birinci derecede sorumlu kişi durumuna gelecektir. Öğrenme olgusu sınıf ortamı ile sınırlı olmaktan çıkarak sınıf dışına da taşmış olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, eğitim kurumları mevcut yönetsel ve öğretimsel görevlerine bir de kurum içinde ve dışında öğrenenin doğru bilgiye hızlı ve etkili bir şekilde ulaşma ve öğreneni sanal ortamda yararlı sitelere yönlendirme gibi görevler de üstlenmek durumunda oldukları bir gerçekliktir.
Internet, klasik anlamda karatahta, tebeşir ve sıralara alternatif bir yol olarak düşünülebilir. Eğitimde bilgi paylaşımı esas olduğundan, klasik anlamda belki en fazla yüzlerce kişiye ulaşılabilirken internet sayesinde milyonlarca kişiye ulaşma imkanı vardır. Yine klasik eğitimde aynı fiziksel mekanda yüz yüze iletişim ile oluşturulan kısıtlı sosyal alt yapı, Web tabanlı eğitim sayesinde küresel bazda interaktif (etkileşimli) bir ortam ile sınırsız bir boyut kazanmaktadır (11). Şu anda sanal ortamda çeşitli kurslar veren siteler bulunmaktadır. Bu sitelerin öncelikli amacı ticari olsa dahi site ziyaretçisinin artması aynı zamanda sunulan hizmetin çekici olduğu anlamına da gelmektedir. Ancak eğim açısından önemli görülen hususlardan biri; sunulan hizmetin bütünlük, doğruluk, etiklik ve pratiklik bakımından uygunluğunun test edilebilme ve denetlenebilme olanağının var olup olmamasıdır.
Bugün sanal üniversiteler, sanal kütüphaneler ve sanal kurslar gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu gelişmelerde yukarıda belirtilen sebeplerin yanında sanal sınıflarda cinsiyet, yaş ve sosyal sınıf farklılıkların ortadan kalkması, öğrencilerin kendilerini daha rahat ve serbest hissetmeleri, çevrim içi derslerde devam zorunluluğu olmaması (anlatılan ders, görsel ve ses objeleri ile kaydedilebilmektedir), çoklu ortam nesneleri ile zenginleştirilmiş ders materyalinin kullanılabilmesi, zaman sınırlamasının olmaması, coğrafi sınırlamaların kalkması ve her şeyden ziyade ucuz olması (yol, giyim, yiyecek vb. masrafların olmaması) gibi etkenlerden dolayı önümüzdeki yıllarda geleneksel eğitimin yerini alacağı (12) düşüncesini güçlendirmektedir.
Sanal eğitim, elektronik ortamda gerçekleştirilen eğitimdir. Teknolojiyi kullanım şekli esas alınarak, bu tür eğitim biçimi için “internete dayalı eğitim”, “internet temelli eğitim/öğrenme”, “e-öğrenme”, “e-eğitim”, “sanal eğitim”, “sanal öğrenme”, “on-line eğitim” gibi kavramlar kullanılmaktadır.
Sanal eğitim, geleneksel eğitimi hemen hemen tümü ile değiştirmiştir. Bu yönü ile belki de eğitimde şimdiye kadar yaşanan en büyük “devrim” sayılabilir. Yaratılan (oluşturulan) “çoklu ortamlı elektronik kampus”ler ile, eğitim hizmetlerinden yararlanmada mevcut mekan ve zaman sınırlamalarını kaldıran, kapasite ve öğretim elemanı sorununu büyük ölçüde çözerek erişimi kolaylaştıran bir düzenleme geliştirilmiştir (13). Zaman, mekan ve sosyo ekonomik engelleri de ortadan kaldıran e-öğrenme (e-learning)/internet temelli eğitim (internet based training-education) bireylere yaşam boyu öğrenme avantajları da sağlamaktadır. İnternet temelli eğitimden istenen verimi elde etmek için öncelikle bu hizmeti sunan sitelerin eğitsel ve etik olmaları yanında pratik ve güvenilir olmaları da gerekir. Bu durumda web sitesinin; hızı ayarlanabilen, etkileşimli, zengin bir içeriğe sahip, bireysel ya da grupla etkileşim imkanı veren, bireyi yönlendirebilen, senkron* ya da asenkron bir özelliğe sahip olması gerekir.
İnternetin eğitimde kullanılmasıyla birlikte, geleneksel öğrenci ve öğretmen kavramları değişime uğramış; öğrenci ezberleyen değil, “öğrenen”, öğretmen otorite figürü değil “kolaylaştıran” sıfatlarını almışlardır. Öğrencinin rolü artık sadece kendine sunulan bilgiyi almak ya da ezberlemek değil, aynı zamanda, bilgiyi arayıp bulmak, araştırmak, günlük hayatta ondan yararlanmaktır. Bu sayede “yaşamboyu öğrenme” kavramının daha anlamlı hale gelmesi ve gerçekleşmesi sağlanmış ve yer kavramı eğitim hizmetlerinden yararlanıp yararlanmamayı belirleyen bir kavram olmaktan çıkmıştır. Bu kavramın yerine “küresellik” ya da “evrensellik” kavramları geçmiştir (14). Böylece internet geleneksel eğitime bağlı olarak ortaya çıkan mekan ve zaman kavramlarını ortadan kaldırmış, yani öğrenmeyi zaman ve mekana bağlı olmaktan çıkarmıştır.
Geleneksel (sınıf ortamında gerçekleştirilen) eğitimin, en güçlü yanı olarak kabul edilen öğrencilerin birbirleriyle ve öğretmenle olan yüz yüze eğitimin sağladığı sosyal etkileşim ortamı internet ortamına taşındığı oranda sanal tabanlı eğitimin geleneksel eğitim anlayışına daha güçlü bir alternatif haline geleceği ve geniş kitleler tarafından daha fazla tercih edileceğini kestirmek güç değildir. Internet ortamının doğası gereği belki de birbirleriyle yüz yüze gelmeleri mümkün olmayan insanlar bile internet üzerinden haberleşebilir, tartışabilir, bilgi alışverişinde bulunabilirler. Bununla beraber sanal ortamda birinci derecede etkileşim ortamı oluşturmak kolay değildir. Geleneksel eğitim ortamının en güçlü yanı olarak kabul edilen birincil ilişkilerin bireylere sağladığı yararların (sosyalleşme, bireysel yaşantılardan yararlanma, iletişimi beden dili ile destekleme vb.) sanal ortamda oluşturulması olasılığı çok güç görülse de, yüz yüze (geleneksel) eğitimin sağladığı yararların bir kısmı sanal ortama aktarılabilir (sanal ortamda canlı programlar düzenleme, benzetim tekniklerinden yararlanma, kuramsal bilgileri resim, grafik, şema, diyagram, tablo vb ile destekleme) ve sanal eğitim daha çekici hale getirilebilir.
Geleneksel eğitim ortamında öğrenmenin oluşmasında öğretmenin rolü azımsanmayacak kadar büyüktür. Yani öğrenmenin oluşumu öğretmenin sergileyeceği performans ve sabrı ile doğrudan orantılıdır. Bu bağlamda, öğretmenin tecrübesi, mesleki formasyonu, alan bilgisi, kişilik özellikleri vb. öğrenmeyi etkileyen değişkenler olarak geleneksel eğitim ortamında etkili olurlar. Olumlu bir öğretmen tipi sergilemek geleneksel eğitim ortamında öğrenmenin gerçekleşme garantisi olmasa da büyük oranda öğrenmenin oluşumunu etkileme gücüne sahip olduğu söylenebilir. Geleneksel eğitim ortamında öğretmen tutumu (sabırlı, hoşgörülü, sevecen olma, dersi tekrar tekrar anlatma, bol alıştırma yapma ve örnek verme, eğitim ortamını öğrenmeye hazır hale getirme, öğrenme ortamını dış ve iç olumsuz değişkenlerden arındırma vb.), sonucu etkileme gücüne sahip iken sanal ortamda öğretmenden kaynaklanabilecek olumsuz özellikler bertaraf edilebilir.
Öğrenci açısından, sanal sınıf ile geleneksel sınıf uygulamalarındaki en önemli fark “bulunma (presence)” kavramı ile açıklanabilir. Klasik eğitimdeki “bulunma” kavramı, sanal eğitimde yerini, uzaktan katılma anlamındaki “telebulunma (telepresence)” kavramına bırakmaktadır. Sanal eğitim tasarımında, “gerçek varlık duygusu” oluşturabilme amaçlanır; telebulunma, kişiyi gerçek bulunma psikolojisine yaklaştırdığı ölçüde başarılıdır. İnternette, kişilerarası ilişkiler neredeyse sadece metne (text) ve görüntüye dayalı olarak gerçekleşmektedir. Bu nedenle, telebulunma duygusunu iyi anlamak ve programlarda ve derslerde onu arttıracak tasarım öğelerine yer vermek gerekmektedir (15).
İnternet temelli eğitimden verimli bir şekilde yararlanabilmek için öncelikle bazı hususların dikkate alınması gerekir. Bu hususları şöyle sıralamak mümkündür:
– Öğrencilerin bilgisayar kullanmalarını sağlama,
– İnternette gezinmenin verimliliğini arttırma,
– Öğrenciler ve eğitimciler için İnternette bulunan faydalı kaynakları belirleme,
– Öğrencilerin çoğu durumda ulaşamayacağı ender ve eski kaynakların elektronik ortamda kopyalarının oluşturulması ile bunlardan maksimum yararlanma olanağı sağlama,
– Öğretmenin ders yönetimini kolaylaştırma,
– Öğrenciler için dersle ilgili dokümanların elektronik ortamda sağlanması ve onların ücretsiz olarak bu notlara sahip olma,
– Bilgiyi diğer akademisyenlerle paylaşma,
– Öğretmenle öğrenciler arasındaki iletişimi daha kolay hale getirme (16) ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
Günümüzde internet insanoğlu için artık vazgeçilmez bir araç durumuna gelmiştir. Yaşamımızın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da internet gün geçtikçe çekiciliği artan bir duruma gelmektedir. Bu konuda, Turof ve Hiltz internet temelli eğitimin çekiciliğini şöyle sıralamaktadırlar:
Zaman esnekliği: Eğitim için zaman sınırlaması yoktur. Öğrenci istediği zaman bilgiye erişebilir.
Mekan esnekliği: Öğrenciler ve öğretmenler aynı zamanda ve mekanda buluşmak zorunda değiller. Dünyanın değişik yerlerinden öğrenciler aynı sınıfın bir parçası olabilirler. Dünyanın farklı yerlerinde bulunan öğretmenler de bir sınıfta takım halinde ders anlatabilirler.
Birlikte öğrenme kolaylığı: Öğrenciler birbirleriyle iletişim kurabilirler. Bu da öğrenme sürecinde önemli katkılar sağlamaktadır.
Özel iletişim biçimleri: Bilgisayar, yüzyüze eğitim yapılan sınıflarda sunulandan daha fazlasını başarabilecek özelleşmiş iletişim biçimleri sunar. Örneğin eğer öğretmen bir tartışma sorusu sorarsa bilgisayar, öğrencilerin kendi cevabını verinceye kadar diğerlerinin cevaplarını görmesini önler.
Kaynaklara ulaşım kolaylığı: Öğrenci istediği okulun ya da kurumun kütüphanesine ulaşabilir ve kaynaklarını gözden geçirebilir.
Diğer olanaklardan yararlanma şansı: Kişisel bilgisayarlarda yapılamayacak büyüklükteki projeler, öğrenciler, kendilerine kullanım hakkı verilen üniversiteler ya da kurumlardaki bilgisayarlara bağlanarak gerçekleştirebilir (17).
İnternetin bu çekici özelliklerine rağmen, eğitim sistemimizde yaygın bir şekilde kullanılması hala beklenen düzeyde değildir. Bununla beraber eğitim kurumlarının yeterince sağlayamadıkları internet hizmeti internet kafeleri tarafından sağlanmaktadır. Ancak Deryakulu ve Eşgi (18) tarafından yapılan bir araştırmada internet kafelerin %75’inde İçişleri Bakanlığı’nın internet kafeler hakkındaki genelgesi ile belirlediği ve girişlere kapatılmasını öngördüğü (kumar, bahis, pornografi, ya da devlet bütünlüğünü bölmeye yönelik vb.) siteler için şifreleme ya da bloke etme sistemlerinin kullanılmadığı saptanmıştır. Bu sonuç internet kafelerin denetimden uzak ve tamamen kullanıcının inisiyatifine bağlı olduğunu göstermektedir.
Deryakulu ve Eşgi’nin (19) yaptıkları araştırmanın sonuçlarına göre internet kullanıcıları sırasıyla elektronik posta, sohbet ve oyun amaçlı internet kullandıkları ortaya çıkmıştır. Bu sonuca göre internetin, bilgiyi yayma amacının ikinci planda kaldığı söylenebilir. Adı geçen araştırmanın sonuçları dikkate alındığında internetin eğitim amaçlı olarak kullanılması için başta öğrenciler olmak üzere kullanıcıların sağlıklı bir şekilde yönlendirilmelerine ihtiyaç olduğu görülmektedir.
İnternetin bir eğitim aracı olarak kullanılması durumunda öğrencilerin internet konusunda eğitilmeleri ve internet ortamında öğrenirken gerekli olan bilgiye verimli bir şekilde erişmeyi sağlayıcı kursların da düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Özellikle ülkemizde internetin bir eğitim aracı olarak kullanılmasının yetersiz olması, mevcut sitelerin sundukları bilgilerin ayrıntılı olmaması ve aynı zamanda hizmet sunumunda ticari amacın ön plana çıkması olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnternetin öğretim amaçlı kullanılması durumunda eğitim sistemimiz için bazı düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç olduğu söylenebilir. Her şeyden önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından resmi “eğitim sitelerinin” oluşturulması ve oluşturulan sitelerin belli düzey ve derslere göre düzenlenmesi de gerekir. Bir nevi sanal paket eğitim programı diyebileceğimiz bu sitelerin ses ve görüntü yanında çeşitli şekil, grafik, resim, harita, benzetim programları vb ile zenginleştirilmesi gerekir. Bu durumda eğitim sitelerinin uzman bir ekip tarafından hazırlanması ve geliştirilmesine gereksinim vardır.

2. İnternet Temelli Eğitimden Yararlanma Biçimleri

Sanal eğitim (internet temelli eğitim) elektronik ortamda gerçekleştirilen, pedagojik sonuçları henüz incelenmekte olan bir eğitim biçimidir. Sanal eğitim tek başına kullanılabileceği gibi gerek geleneksel eğitimin gerekse uzaktan eğitimin bir parçası olarak da kullanılabilir. Sanal eğitim (internet temelli eğitim) ile ilgili farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Ülkemizin koşulları dikkate alınarak bir sanal eğitim yaklaşımı geliştirilebilir. Bu yaklaşımda sanal eğitim; (1) sanal sınıf/uzaktan eğitim, (2) sınıf öğretimini desteklemek, (3) araştırma/başvuru kaynağı olarak, (4) hizmet içi eğitimi yaygınlaştırmak ve (5) halk eğitimi amacıyla kullanılabilir. Bu kullanım biçimleri aşağıda açıklanmıştır:

2.1. Sanal Sınıf/Uzaktan Eğitim: Sanal eğitimin ortaya çıkması ile “sanal sınıf” kavramı doğmuştur. Eğitim, sanal sınıf ortamında, elektronik olarak oluşturulan sınıf ortamında gerçekleştirilir. Sanal sınıfta bulunma elektronik bulunmadır. Gerçek bulunma duygusunu verecek olan telefon da dahil pek çok teknik imkandan faydalanılarak gerçekleştirilmektedir. Eğitim açısından en önemli faydası, fiziksel bulunma ortamında çekingen davranan öğrencilerin bu ortamda daha rahat davranabilmeleri, bir öğrencinin diğerlerini olumsuz etkileyebilecek davranışlarının sınıfın tamamına yansımaması, öğretmenin otorite figürü olma eğilimini en aza indirgemesi sayılabilir (20). Sanal eğitim, bir sınıfın bir arada değil de her öğrencinin kendi başına aldığı eğitimdir. Sanal sınıftaki öğrenciler, kendi başlarına eğitim içeriğinden nasıl yararlanacaklarını özgürce belirlerler. Sanal sınıfta, Web tabanlı tartışma, görüş alışverişi yapma olanağı vardır. Elektronik posta, list-serv, tartışma odaları, mesaj panoları gibi düzenlemelerle sanal öğretim imkanları geliştirilebilir (21). Sanal sınıf için uygun programlar hazırlama ve sürekli güncelleme sanal eğitimin niteliğini artırmada önemli bir husustur. İnternet, uzaktan eğitimi gerçekleştirmek amacıyla da kullanılabilir. Uzaktan eğitim (açık üniversite, açık lise, açık ilköğretim), farklı ortamlarda bulunan öğrenci ve öğretmenlerin öğrenme-öğretme faaliyetlerini, iletişim teknolojileri ve posta hizmetleri ile gerçekleştirdikleri bir eğitim modelidir. İnternet ve bilgi teknolojilerinin gelişmesi, son yıllarda özellikle ABD’de derslerin internet ortamına taşınmasına yol açmıştır. Asenkron öğrenme diye adlandırılan bu yaklaşım geleneksel ders saati ve derslik kısıtlıklarını yok ederek, herhangi bir yerde herhangi bir zamanda öğrenme imkanını getirmektedir. Öğretme yerine öğrenmeyi destekleyen bu yaklaşım, internet üzerinde oluşturulan tartışma grupları ile öğrenciler arası ve öğretim elemanı ile öğrenci arasındaki iletişimi de sağlamaktadır. Etkileşimli sayfalar, çoklu ortam uygulamaları içeren bu tür dersler aktif öğrenmeyi desteklemektedir (22). İnternetin uzaktan eğitim amaçlı kullanılmasında içerik ve işlevi bakımından sınıf öğretimini destekleyen sitelerden farklı olmalıdır. Uzaktan eğitimde öğrenci, öğretmen ile yüzyüze gelme olanağına sahip değildir. İnternet uzaktan eğitim amaçlı kullanıldığında Web sitelerinin öğrencinin öğrenebilmesi için öngörülen donanıma sahip olması gerekir. Gürcan’ın da belirttiği gibi internetle gerçekleştirilecek uzaktan eğitim sistemi, geleneksel eğitim sistemindeki sınırlılıkları ortadan kaldırarak, dinamik bir toplum oluşturmak için bireylere önemli eğitim programları sunmaktadır. Bu eğitim programlarında kişiler, kendi ilgi ve amaçlarına, öğrenme ve düşünme sentezleri yaratabilmelerine yönelik bir eğitim programı seçiminde bulunmakta ve çok geniş bir yelpazede eğitim olanağına sahip olabilmektedir (23). Web temelli uzaktan eğitim metin, grafik, hareketli resim, ses, video klipleri vb. gibi unsurları içinde barındıran çoklu ortam uygulamaları için uygun bir ortam (24) olmalıdır. Uzaktan eğitim amacıyla kullanıldığında internetten beklenen verimi elde etmek, hazırlanan Web sitelerinin öğrenmenin gerçekleşmesi için gerekli olan bütün donanımı içermesine bağlıdır. Bu bağlamda uzaktan eğitim amaçlı internetten yararlanabilmek için sitenin öğreneni güdüleme, aktif katılımını sağlama, dikkati canlı tutma, öğrenenin öğrenme düzeyini belirleyici sınav alma, eksiklikleri ve yanlışlıkları anında düzeltme, ilgili konuda bir başkası ile sanal ortamda tartışma vb. olanaklara sahip olmalıdır.

2.2. Sınıf Öğretimini Desteklemek: İnternetin bu tür kullanımı nitelik ve niceliksel olarak uzaktan eğitim amaçlı kullanılmasından farklı olmalıdır. Çünkü böyle bir kullanımda internet, öğrenmeyi gerçekleştirmede birinci derecede sorumlu araç değildir. İnternet, sınıf ortamında öğrenilenleri pekiştirme, daha fazla bilgi edinme, alıştırma yapma, ilgili konudaki yenilikleri izleme amacına hizmet etmelidir. Bu amaçla hazırlanan Web sitelerinden etkili bir şekilde yararlanabilmek için yardımcı kılavuzlar hazırlanmalı ve sitenin uygun bir yerine yerleştirilmelidir. Web sitelerinde öğrenme-öğretme sürecini desteklemek amacıyla öğrencilerin, alıştırma, konu özetleri ve eğitici oyunlarla konu tekrarı yapmaları, Web üzerinden sorulan soruların cevaplarını araştırmaları, ünite sonlarında kısa sınavlarla kendilerini değerlendirmeleri, araştırmaya yönelik ödevlerle konunun farklı boyutlarıyla tekrar edilmesi, öğrenci projeleri ve araştırmaları sergilenerek bilgi paylaşımı sağlanmalıdır. Ancak son zamanlarda az bir ücretle sanal ortamda hazır ödev hazırlama anlayışının yaygınlaştığı belirtilmektedir. Ödevlerin bu şekilde hazırlanması ödevi amacından saptırmaktadır. Ödev vermenin asıl amacı öğrencilere araştırma becerileri ve sorumluluk duygusu kazandırmaktır. Hazır ödev öğrencilerin bu yöndeki yeteneklerinin gelişmesini engellediği gibi onları sahteciliğe de alıştırabilir. Bu nedenle sınıf öğretimini desteklemek amacıyla internetten yararlanma durumunda; öğrencilerin, başkası tarafından yapılan ödevleri sunmalarını engelleyici tedbirler alınmalı ve interneti sınıf içi öğretimi destekleyen ve geliştiren bir araç olarak görmeleri sağlanmalıdır.

2.3. Araştırma Amaçlı (Başvuru Kaynağı) Olarak Kullanımı: İnternetin bu kullanım biçimi özellikle araştırmacılar olmak üzere herhangi bir alanda kendini geliştirmek, yenilikleri izlemek, daha fazla bilgiye ulaşmak, farklı bilim adamı ve öğretmenlerin tecrübelerinden yararlanmak gibi hizmetleri sunma amacına hizmet etmelidir. İnternetin bu şekildeki kullanımı elektronik kütüphane olarak da nitelendirilebilir. Bu tür siteler paralel linkler ile başka elektronik kütüphanelere anında bağlanabilme ve bilginin sürekli güncelleştirilmesi gibi özelliklere de sahip olmalıdır. İnternetin bu şekil kullanımı yaşam boyu eğitimi sağlamak amacıyla da kullanılabilir. İnternet öğrencilerin yaşam boyu öğrenme için gerekli olan temel bilgi ve becerileri sağlayabilir. Demirel’in belirttiği gibi, yaşam boyu öğrenme ile şekillendirilen eğitim, herkese ihtiyacı olan eğitimi, ihtiyaç duyduğu anda ve olanaklarına uygun yerde vermeyi amaçlayan eğitimdir (25). Bireye, ihtiyaç duyduğu anda ve olanaklarına uygun yerde eğitim vermek fazla masraf ve zaman gerektireceğinden eğitim kurumlarının gücünü aşabilir. Ancak eğitim kurumları bu güçlüğü internet sayesinde aşabilirler. Eğitim kurumları değişen ve gelişen koşullara paralel olarak bireylerin ihtiyacı olan bilgi ve becerileri internet ortamına aktararak bu yöndeki ihtiyacı karşılayabilirler. Böylece hem bireyler zaman ve mekana bağlı kalmadan ihtiyaç hissettikleri bilgiye daha kolay ve hızlı ulaşmış olur ve hem de eğitim kurumları fazla zaman harcamadan ve masraf yapmadan bu hizmeti sağlamış olurlar.

2.4. Hizmet içi eğitimi yaygınlaştırmak: Bu kullanım biçimi öğretmenleri daha fazla ilgilendirmektedir. Öğretmenlerin hizmet içi eğitimden geçirilmesini gerekli kılan nedenleri; bilimdeki değişmeler, toplumsal değişmeler, okul sistemlerindeki değişmeler, öğretmenlerin kendi ilgi alanlarındaki değişmeler, öğretim yöntemleri ve teknolojisi alanındaki yeni gelişmeler, çocuk gelişimi konusundaki ilerlemeler, öğretmenlerin hizmet öncesi eğitimlerinden doğan eksiklikleri giderme ve iletişim boşluklarının doldurulması zorunluluğu (26, 27) şeklinde sıralamak mümkündür. Öğretmenlere değişme ve gelişmeleri aktarmak ve onları yeniliklerden haberdar etmek eğitimin verimliliğini arttırmada gerekli görülmektedir. Ancak bütün öğretmenleri hizmet içi eğitime tabi tutmak hem çok zaman alır hem de çok masraf gerektirebilir. Durum böyle olunca bir mesleğin bütün çalışanlarını fazla zaman ve masraf harcamadan yeniliklerden haberdar etmek için internetten yararlanılabilir. Hizmet içi eğitim amacıyla internet siteleri hazırlanabilir ve eğitim kurumlarının kullanımına sunulabilir.

2.5 Halk Eğitimi Amacıyla Kullanma: Halk Eğitimi Merkezleri tarafından sunulan hizmetlere ek olarak sağlık, tarım, çevre duyarlılığı, güvenlik gibi alanlarda da bireylerin ihtiyacı olan bilgiler internetten yararlanılarak sunulabilir.

3. Geleneksel ve Sanal Ortamların Eğitim Açısından Karşılaştırılması
Geleneksel ve sanal (internet temelli) eğitim ortamları bazı özellikleri bakımından birbirlerinden ayrılmaktadır. Bu özellikler Çizelge 1’de yer almaktadır.

Çizelge 1
Geleneksel ve Sanal Eğitim Ortamlarının Eğitim Açısından Karşılaştırılması
Geleneksel Eğitim Ortamı Sanal Eğitim Ortamı(*)
01. Öğrenmenin oluşması öğretmenin öğreticilik bilgi ve becerisi ile orantılıdır. 01*. Öğrenmenin gerçekleşmesi programın niteliği ile orantılıdır.
02. Öğretmenin tutumunu öğrencilere aktarması mümkündür. 02*. Tutumların aktarılması program yapımcının oluşturduğu sanal ortamın gerçekliği ile orantılıdır.
03. Eğitim materyalinin hazırlanması ve güncellenmesi fazla masraf ve zaman gerektirebilir. 03*. Eğitim materyalinin hazırlanması ve güncellenmesi daha az zaman ve masraf gerektirmektedir.
04. Öğrencinin bilgiye istediği yer ve zamanda erişmesi her zaman pratik değil. 04*. Öğrenci bilgiye istediği yer ve zamanda erişebilir.
05. Grupla öğretim yapıldığı için sosyalleşme süreci rahat gerçekleşmektedir. 05*. Bireysellik ön plandadır. Dolayısıyla öğrencinin sosyal beceriler kazanması güç olmaktadır.
06. Bilgi edinmenin yeri genellikle sınıflardır. Bu yüzden öğrenmenin sınıf dışında gerçekleşmesi az olmaktadır. 06*. Öğrenme zaman ve mekanla sınırlı olmadığı için bireyin her zaman ve her mekanda öğrenmesi mümkündür.
07. Geleneksel eğitim sınıf kavramı ile sınırlandırılmış ve genellikle bir sınıfta yer alan öğrenciler yaş, kültürel özellikler ve bilgi düzeyleri bakımından birbirlerine yakındırlar. 07*. Sanal sınıfta bulunanlar yaş, kültür, ırk, bilgi, deneyim vb. özellikler bakımından farklıdırlar. Bu durum, bireye tecrübeler kazandırmanın yanında gerçek yaşamda bireyler arasında problem oluşturan durumlarla da (yaş, kültür, deneyim, ırk vb.) karşı karşıya getirmektedir.
08. Eğitim materyalinin hazırlanması ve güncelleştirilmesi her zaman kolay olmamaktadır. 08*. Eğitim materyalinin hazırlanması ve güncelleştirilmesi daha kolay olmaktadır.
09. Yeni değişme ve gelişmelerin eğitim ortamına aktarılması güç olmaktadır. 09*. Yeni değişme ve gelişmelerin eğitim ortamına aktarılması daha kolaydır.
10. Öğrenme ortamının denetimini sağlamak öğretmenin görevidir. 10*. Öğrenme ortamının denetimini sağlamak öğrencinin görevidir. Öğrenci öğrenme ortamının denetimini sağlayamazsa ilgisi çabuk dağılabilir ve öğrenme düzeyi düşebilir.

4. İnternet Temelli Eğitimin Yararları ve Sınırlılıkları

İnternet temelli eğitimin gittikçe yaygınlaşmakta olduğu bir gerçektir. Yaşamımızın önemli bir parçası haline gelen internetin eğitim açısından çok sayıda yararı olduğu inkar edilemez ancak etik, bilginin güvenirliği, toplumsallaştırma, teknolojik araçlara eşit oranda sahip olamama vb. sınırlılıkları gibi eğitim açısından azımsanmayacak kadar sınırlılıkları olduğu da bir gerçektir. Aşağıda internet temelli eğitimin yararları ve sınırlılıkları üzerinde durulmuştur.

4.1. İnternet Temelli Eğitimin Yararları

1. Mekan bağımsız olduğundan, öğrenci sayısının kalabalık olup olmaması, derslerin verimli işlenip işlenmemesine herhangi bir etkide bulunmayacaktır. Bu anlamda bir ülkenin eğitim sisteminin eğitime ihtiyaç duyan tüm bireylerine cevap verme gücü olacaktır.
2. Farklı ideolojilere sahip öğrencilerin aynı mekanı paylaşmaları sonucunda ortaya çıkan çatışmalar ve gösteriler sorun olmaktan çıkabilir.
3. Eğitim kurumlarının eğitime harcadıkları masraflar azalacaktır (28).
4. İnternet, bireylere bilgileri karşılıklı paylaşma ortamı oluşturur ve diğer kullanıcılar ile fikirlerini tartışma olanağı sunar.
5. İnternet temelli eğitim, belli bir öğrenci ve öğretmen grubuna ortak bilgi alanları çerçevesinde farklı bölgelerdeki insanlarla iletişim olanağı sağlar.
6. İnternet, öğrencilere kendi kendilerine dünya çapındaki bu ağ üzerinde arama ve araştırma yapma becerileri kazandırır. Uygun tekniklerle bu kazanımlar erişilen bilgileri etkin kullanma davranışlarına da dönüştürebilir (29).
7. İnternet, mekan ve zaman kavramındaki problemleri ortadan kaldırır.
8. Eğitim sürecini demokratikleştirir.
9. Yaşam boyu eğitim sağlar.
10. Kendi kendine öğrenmeyi gerçekleştirir.
11. Öğrenmede özel yetenekleri geliştirir.
12. Sınırsız süresiz eğitim kavramı ortaya çıkar.
13. Standartlaşmış eğitim ve öğretim olanakları sağlar.
14. Esnek ve objektif ölçme ve değerlendirme olanakları sağlar (30).
15. Bilgiye güncel ve beklemeden erişim sağlanabilmektedir.
16. Kütüphane kaynakları elektronik ortama taşınabilir, dersle ilgili tartışma liste grupları oluşturulabilir, yöneltilen sorulara en kısa sürede yanıt alınabilir,
17. Öğrenci ders materyalini kendi istediği zaman ve mekanda izleyebilmektedir. Öğrenci anlamakta güçlük çektiği noktaları tekrar gözden geçirebilme imkanı kazanabilmektedir.
18. Eğitim teknolojilerine katkıda bulunabilir, enformasyon kaynaklarını artırabilir ve eğitim maliyetini düşürebilir.
19. Öğretmenler de internet üzerinden birçok ders planına, kitaba, dergiye, veri depolarına, görüntü ve ses bilgilerine, yazılımlara v.s. ulaşabilir ve kullanabilirler (31).
20. Ders kitaplarının değiştirilmesi ve geliştirilmesi güçlüğüne karşın eğitim amaçlı internet sitelerinde yer alan bilgilerin değiştirilmesi ve geliştirilmesi kolay olmaktadır.
21. Bireysel eğitimin gerçekleşmesinde (her öğrencinin kendi hızına göre ilerlemesinde) internet etkili bir araç olarak kullanılabilir.
22. Klasik sınıf anlayışı, öğrenme motivasyonu yüksek ve aktif olan öğrenciler için sınırlandırıcı bir özelliğe sahip olabilirken, internet temelli eğitim öğrenciyi sınırlandırıcı bir özelliğe sahip değildir.
23. Gerçek ortamda yapılması pahalı ve riskli olan bazı deneyleri benzetim (simülasyon) yöntemleri ile yapmak ve öğrencinin kullanımına sunmak mümkün olabilmektedir.
24. Sınıf ortamında rahat iletişime giremeyen öğrencilerin sanal ortamda iletişim becerileri geliştirilebilir.
25. Bilginin güncelleştirilmesi ve büyük kitleler tarafından kullanılmasını sağlayabilir.
26. Çok kültürlü insan yetiştirmede internet temelli eğitimden yararlanılabilir.
27. İnternet temelli eğitim öğrencileri pasif alıcılıktan kurtararak daha aktif hale getirebilir.

4.2. İnternet Temelli Eğitimim Sınırlılıkları

1. Eğitimin tamamen ticarileşmesi yanında otomasyona tabi tutulması (öğretim görevlilerinin işsiz kalmaları gibi),
2. Eğitici değeri kanıtlanmamış programların sanal eğitimde kullanılması ve kullanım sırasında öğrencilerin bu materyalleri üreten firmalar tarafından araştırma geliştirme amacıyla sürekli izlenmesi ve öğrencilerin bir anlamda denek olarak kullanıldıkları bu programlar için harç ödemeleri,
3. Ders materyalleri dijitalleştirilen öğretim görevlilerinin bu materyaller üzerindeki kontrollerini yitirmeleri ve kontrolün yönetime geçmesi (32),
4. Enerji kaybı ve sistem arızalarında dersin yapılamaması,
5. Öğrenciler arasında birlikte, grup bilinci gelişimi ve kültürel etkileşim gibi psikolojik ve sosyolojik unsurları sağlayamaması,
6. Belli bir düzeyde bilgisayar ve teknik beceri gerektirmesi,
7. Sosyal açıdan izolasyon yaratması ve sözel olmayan ipuçlarının eksikliği ile iletişim sorunlarına yol açması ve öğrencilerin sosyalleşme sürecine zarar vermesi,
8. Aktif öğrenmeyi desteklemesine karşın, televizyonda olduğu gibi pasif olarak izlemeye neden olması,
9. Eğitimde duygusal eğitimi ortadan kaldırması,
10. Tartışma listelerinde dersin sağlıklı analiz edilememesi (33),
11. Öğretmenin öğrenme güçlüğü olan ve sorunlu öğrencilerle yüzyüze görüşme gibi olanaklarının ortadan kalkması,
12. Öğrencilerin aynı ortamı paylaşarak edindikleri iletişimsel ve sosyal becerilerden mahrum kalmaları,
13. Öğretim ortamında öğretmenin anında yaptığı geribildirim ve düzeltme imkanlarının internet ortamında sağlanmaması,
14. Eğitim sitesi iyi düzenlenmemiş ve öğrenciyi güdüleyici bir özelliğe sahip değilse öğrencinin erken sıkılmasına ve ilgisinin dağılmasına yol açması,
15. Hazır ödev, araştırma raporu vb. gibi hizmetler öğrencileri hazırcılığa sevk etmesi,
16. Sanal ortamda bulunan bilgilerin doğruluğunun her zaman test etme olanağının olmaması gibi sınırlılıklarından söz etmek mümkündür.

5. Sonuç
İnternet temelli eğitimin giderek yaygınlaştığı görülmektedir. İnternetin her alanda kullanımı ve yaygınlaşmasından dolayı toplumsal yaşamda önemli bir iletişim aracı olarak ulusların vazgeçemeyecekleri bir araç durumuna gelmiştir. Özellikle uzaktan eğitim amacıyla internet gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. İnternetin uzaktan eğitim amacıyla kullanılmasının yanında sınıf öğretimini destekleme, araştırma, hizmet içi eğitim amacıyla kullanımı da yaygınlaşmaktadır. Ancak eğitim sistemimizde internetten üst düzeyde yararlanılması mevcut durumu ile yetersizdir. Çoğu ticari amaçlı olan internet siteleri bütünlükten ve denetimden uzaktır. Durum böyle olunca internet üzerinden eğitim amaçlı olarak sunulan bilgilerin güvenirliği tartışma konusu olmaktadır. Bu durum karşında neler yapılmalıdır? Şeklinde bir soruya cevap vermek gerekir. Her şeyden önce; (1) ulusal bir eğitim ağının oluşturulması ve bu ağın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından denetlenmesine, (2) sanal eğitim programlarını geliştirecek bir uzman ekibin oluşturulmasına, (3) yukarıda belirtilen kullanım alanlarına uygun sanal eğitim programlarının geliştirilmesine, (4) sanal eğitim programlarında eğiticiliğin özellikle ön planda tutulmasına, (5) sanal eğitim programlarının sürekli güncelleştirilmesine, (6) internetin bir eğitim aracı olarak kullanılması durumunda çeşitli uygulama alanları için öğretme ve öğrenme tekniklerinin geliştirilmesine (7) yukarıda belirtilen sınırlılıkların etkisinin en aza indirgenmesi için çalışmalar yapılmasına (8) öğrenci ve öğretmenlere gerekli olan internet bilgi ve becerilerinin kazandırılmasına ihtiyaç vardır.

One thought on “İnternet ve Eğitim

  • Mayıs 23, 2020 tarihinde, saat 9:30 am
    Permalink

    Bu makalenin yazarını öğrenebilir miyim?

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir